Fıkıh kitaplarında bir müslümana haccın farz olması için geçerli olan şartlar “haccın vücubunun şartları” başlığı altında çok net bir şekilde sıralanmıştır. Bu şartları haiz olan herkese -padişah dahi olsa- hac farzdır. Buna rağmen o farzı yerine getirmeyen kişi Rabbisinin önünde hesabını verecektir.
Fakat şahısları değerlendirirken, içinde bulunulan şartlar itibariyle değerlendirmek ve ona göre hükme varmak gerekir. Mesela biz bugün “Fatih, Yavuz, Kanuni niye hacca gitmedi, gitmeleri gerekirdi, onlar fasıktır..vs” dersek hata etmiş oluruz. İslam uğrunda hayatları boyunca her şeye rağmen deyip mücadele etmiş olan bu şahıslar, belki hacca gitme konusunda bizden daha iştiyaklı idiler. Fakat koskoca bir cihan devletinin başında bulunma, o günkü şartlar altında hac farizası için aylarca merkezden uzak kalma, devletin devam ve bekası adına tehdit edici bir unsurdu. Haricî ve dahilî düşmanlar adına bulunmaz bir fırsattı.İşte belki de bu sebeple onları içtihad ettiler, Zenbilli, Ebu’s-Suud gibi Şeyhulislamlara sordular ve bütünüyle içtimaî ibadet diye nitelendirilebilecek hayatlarının o çizgide devam etmesi gerektiğinden, şahsi ibadeti terk ettiler.
Öte yandan, hassaten Osmanlı’nın son dönemlerinde içten içe çürümelerin olduğu, israf, lüks ve cihan devleti olmanın sarhoşluğunun devam ettiği devrelerde hacc kendisine farz olduğu ve yukarıda bahsettiğimiz zaruretler kendileri için bahis mevzu olmayan padişahlar hacc yapmadılarsa, onları da müdafaa edecek halimiz yoktur.Fakat bazı tarih araştırmacıları kendilerine hac farz olan padişahların yerlerine vekil gönderdiklerini kaydetmektedirler.
Netice itibariyle, “kimse kimsenin günahını yüklenemez” (En’am 6/164) ayetinden hareketle, onlar yaşadıkları hayatın en ince ayrıntılarına kadar hesabını kendileri verecek, biz de kendi hayatımızın. Onun için “ölülerinizi hayırla yâd edin ve kötülüklerini anmayın” (Tirmizî, Cenâiz, 34) hadisine göre hareket edelim. İyi yanlarını örnek olarak alalım, yanlış olan ya da bize öyle gözüken davranışlarını da Allah’a bırakalım. Zaten hiç kimse bizi hâkim ve hakem tayin etmedi ki onlar hakkında hüküm verelim.