Değerli kardeşimiz,
Öncelikle bilinmelidir ki; dinimizce tüketilmesinin haramlığı kesin hükümlerle sabit olan şeylerin satışı da caiz değildir. Alıcının Müslüman olup olmaması da bu hükmü değiştirmez. Bu hususta Hz. Peygamber (s.a.s.) şöyle buyurmuştur:
“Allah Teala bir topluma bir şeyin yenilmesini haram kılmışsa, ondan elde edilecek kazancı da haram kılmıştır.” (Ebu Davûd, Buyû‘, 66)
Dolayısıyla, alım-satımı yapılacak ürünlerde, ilk iş olarak, dinin açıkça haram kıldığı şeylerden uzak durulmalıdır.
Jelatin ve hayvansal katkı maddeleri gibi, piyasada helali de haramı da bulunan maddeler içeren ürünlere gelince, bunlarda da elden geldiğince hassasiyet gösterilmelidir. Bu konuda, helal sertifikası veren güvenilir kuruluşlardan yardım alınabilir, onların helal sertifikası verdiği ürünler tercih edilebilir. Ancak gıda sektöründe piyasaya arz edilen her bir ürün için helal-haram değerlendirmesi bugün itibariyle mümkün olmadığından ve özellikle batı ülkelerinde gıda piyasası Müslüman hassasiyetlerine göre dizayn edilmediğinden, bu ürünlerin satışından uzak durmak, satıcılar açısından her zaman çok kolay olmayacaktır. Bu nedenle, yukarıda söylediğimiz gibi, haram olduğuna dair kesin bilgi sahibi olduğumuz ürünlerin, bunların içerisinde de özellikle içki ve domuz ürünlerinin satışından kesinlikle uzak durulmalı, şüpheli ürünlere gelince, onlarda da aynı hassasiyeti göstermeye gayret edip mahzursuz alternatiflerini aramakla beraber, şartlara göre bir parça esnek davranılabileceğini de dikkate almak gereklidir.
Selametle kalın.