“Şeytan” kelimesi taşıdığı mânâdan hareketle dinde her azgın ve taşkın şeye kullanılabilir. Nitekim Allah (cc) “Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. (Bunlar) aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar”(Enfal, 6/112) âyetinde şeytan tabirini, yaldızlı sözlerle insanları baştan çıkartan cinler ve insanlar için kullanıyor.
Seyyidina Hz. Ömer (ra) serkeş bir ata bindirildiğinde “Beni bir şeytana bindirdiniz” buyurarak serkeşlik yapan ata şeytan tabirini kullanmıştır. Efendimiz (sav) de bir yerde köpeğe, bir yerde de serkeşlik yapan deveye şeytan demiştir. Bütün bunlardan anlaşılıyor ki, ins, cin veya hayvan serkeşlik yapan, başkaldıran, isyan eden her şeye bir mânâda “şeytan” denebiliyor. Ama, burada bahis konusu olan şeytan, insanların baş belası, Seyyidina Hz. Adem (as)’e secde etmeyip, Allah’a karşı başkaldırmakla küfür yoluna girmiş, insanoğlunun ebedî hasmı olan şeytandır.