Değerli kardeşimiz,
Evet, SSK, Bağ-Kur, Emekli Sandığı gibi netice itibariyle bir birinden çok da farklı olmayan sigorta sistemleri, aslında bugünkü halleriyle İslamiyet’le telif etmek çok zordur. Her ne kadar başta mesele bazı açılardan uygun gibi görünse de, işleyiş şekillerinin farklılığı, alınan miktarın nerede ne şekilde kullanıldığı hususu konuyu –en azından- şüpheyle karşılamamızı gerektiriyor. Kaldı ki, “şüpheyle karşılamak” tabiri bile, bugünkü sigorta işleyişleri için çok müsamahalı bir ifadedir. Ahmet Kurucan Bey’in, ittifakla caiz dediği husus, işleyişi açısından şüpheyle karşılanmadığı takdirde söz konusudur. Diğer türlü, alınan paranın faizle nemalandırıldığı bilindiği halde, caizdir diye ittifak edilemeyeceği açıktır.
Bir diğer açıdan bakılacak olursa, bugünkü sigorta uygulamalarına caiz nazarıyla bakmak, kapitalist bir dünya anlayışının ortaya çıkardığı şartlarla, bir Müslüman’ın yaşaması gereken hayat şartlarının birbirini zorlamasından dolayı bir çıkış kapısı aramanın ifadesidir. İdealde olmaması gerekir ama şartlar zorladığı için “Müslümanların maslahatı, hayırda yardımlaşma esası, devletin vazifesi” denip işin içinden sıyrılmaya çalışılıyor. Belki bu, inancımıza göre yaşama adına bir sancının, bir ızdırabın ifadesidir. Belki de ilerde dört başı mamur bir müesseseleşme söz konusu olacaktır, bilemiyoruz. Ancak, şu anki yorumlar, birer çıkış kapısı arama çabalarından başka bir şey değildir ve hepsi de sorgulanabilir. Yani, ne kadar Müslümanların maslahatı oluşuyor, devlet, vatandaşına karşı vazifesini ne kadar meşru yoldan yapıyor, ne kadar hayırda yarışılıyor.. bütün bunların analizi yapılabilir…
Evet, emeklilik sistemlerini bugünkü haliyle İslam’la telif etmek oldukça zordur. Ancak, ilerde çeşitli ıslahatlar yapılarak telifi gerçekleştirilebilir. Allahu a’lem..
Selametle kalın.