Hz.Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in Sünnetinde Kurban
Hadis kitaplarının kurban (udhiyye – edahi) bölümlerinde yer alan rivayetler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, konuyla ilgili hadisleri başlıca şu şekilde sınıflandırmak mümkündür:
a- İslam’ın değerler sistemine aykırı kurban gelenek ve uygulamalarının yasaklanmasına dair hadisler:
Bu gruptaki hadislerden bir kısmı, mutlak olarak Allah’tan başkası adına hayvan kesimini şiddetle yasaklayan hadisler (Müslim, H.No: 1978), bir kısmı ise, o günkü Arap toplumunda uygulandığı halde tevhid anlayışına aykırı unsurlar içeren kurban çeşitleri ve uygulamalarının (fera, atire gibi) yasaklandığına dair hadislerdir (Buhari, Akika, 3,4; Müslim, H.No:1976).
b- Peygamberimizin (sas) hiç aksatmadan her yıl kurban kestiğine dair rivayetler:
Hadis kitaplarında yer alan rivayetler incelendiğinde, Peygamberimizin (sas) kurbanın meşru kılındığı yıl olan hicretin ikinci yılından sonra vefatına kadar hiç aksatmadan, her yıl kurban kestiği ifade edilmektedir (Tirmizi, Edahi,11).
c- Yeterli mali imkana sahip olan herkesin kurban kesmesinin gerektiğine dair hadisler:
Peygamberimiz’den, (sas) mali durumu müsait olan Müslümanların her yıl kurban kesmelerini emrettiği birçok hadis nakledilmiştir. Bu hadislerden bir kısmında, kurban kesmenin fazileti anlatılırken, bir kısmında ise, durumu müsait olduğu halde kesmeyenler kınanıyor.
Kurban kesmenin faziletiyle ilgili bir hadiste, Peygamberimiz (sas), Kurban bayramı günü, âdemoğlunun Allah’ın en hoşuna giden amelinin kurban kesmek olduğunu ifade etmiştir (Tirmizi, Edahi, 1).
Mali durumu müsait olduğu halde kurban kesmeyenlerin kınandığı hadislerden birisinde ise, Peygamberimiz (sas) “Kim imkanı olduğu halde kurban kesmezse, bizim mescidimize yaklaşmasın”buyurarak, konunun önem derecesini farklı bir üslupla belirtmiştir (İbn Mace, Edahi, 2).
d- Yeterli mali imkana sahip her aileye (ev halkına) kurban kesmenin gerektiğine dair hadisler:
Yeterli mali imkanı bulunan kimselerin kurban kesmeleri gerektiğini bildiren hadislerin bir kısmında ise, bu mükellefiyet, Peygamberimiz (sas) tarafından “Ey insanlar, her sene her ev halkına kurban kesmek gerekir” şeklinde ifade edilmiştir. (Tirmizi, Edahi, 18; İbn Mace, Edahi, 2).
e- Kurbanın kesim vaktine dair hadisler:
Birçok rivayette nakledildiğine göre, Peygamberimiz (sas) kurbanı bayram namazından önce kesmeyi yasaklamış; hatta, bayram namazından önce kurban kesenlerin kurbanlarını iade etmesi gerektiğini emretmiştir. (Muvatta, Dahaya, 4-5; Müslim, H.No:1960-1962)
f- Kurbanlık hayvanlarda bulunması gereken özelliklere dair hadisler:
Bu gruptaki hadislerin bir kısmında (çeşitli vesilelerle), kurban edilecek hayvanların yaşıyla ilgili esaslar anlatılmıştır (Müslim, H.No:1963); bir kısmında ise hastalık ve sakatlık gibi sebeplerden dolayı, hayvanların kurban olmasına engel olan durumları açıklanmıştır. (Muvatta, Dahaya, 1-2).
g- Kurban etinin değerlendirilmesiyle ilgili hadisler:
Kurban etinin değerlendirilmesiyle ilgili esaslar anlatılan hadislerde, bu etlerin, yenilebileceği, yedirilebileceği, biriktirilebileceği ve de tasadduk edilebileceği ifade edilmiştir. Ancak konuyla ilgili bazı rivayetlerde, Peygamberimizin (sas) önceleri kurban etinin üç günden fazla tutulmaması gerektiğini ifade ettiği, ancak daha sonra bu sınırlandırmayı kaldırdığı ifade edilmektedir. Bu sınırlandırmanın gerekçesinin ise, o günlerde Medine’deki fakir insanların (dışarıdan gelen fakir bedevi ziyaretçiler ve de sıkıntı içindeki başkalarının) da bu etlerden nasiplenmelerini sağlamak olduğunu, bizzat Peygamberimiz (sas) açıklamışlardır. Dolayısıyla kurban etinin değerlendirilme şekli hakkındaki rivayetlerde açıklanan esaslar, genellikle bu bilgilendirmeden sonra yer almaktadır. (Muvatta, Dahaya, 6-8; Müslim, H.No:1971-1977).
İslam alimleri, genel anlamda ibadetlerle ilgili ayet ve hadislerden hareketle, kurbanın da mali bir ibadet olması cihetiyle, kesilen kurbanın etinin veya faydalanılabilecek herhangi bir organının kazanç sağlamak için satılamayacağı, satılırsa da satış bedelinin mutlaka tasadduk edilmesi gerektiği görüşündedirler. Buna göre, kurban etinin, derisinin ve sakatatının da dünyevi bir menfaat sağlamak için satılması caiz değildir. Hatta kurbanın ücretle kestirilmesi durumunda kurbanın etinin veya kesilen hayvanın iktisadi değeri olan herhangi bir parçasının ücret olarak verilmesi de caiz değildir. Yani kurbanın tümünün ibadet amacına uygun olarak değerlendirilmesi gerekir.
Hadis kitaplarındaki kurbanla ilgili hadisler bir bütün olarak değerlendirildiğinde anlaşılıyor ki, Peygamberimiz (sas) her yıl aksatmadan kurban kesmişler ve mali imkanı müsait olan Müslümanların da kurban ibadetini aksatmamaları gerektiğini bildirmişlerdir. Ancak, Peygamberimizin (sas) çeşitli vesilelerle farz ibadetlerden bahsederken, kurbanı her müslümana farz olan ibadetler (namaz, oruç, zekat ve hac) arasında saymadığı görülmektedir. Yani kurban ibadetinin önem derecesinin vurgulandığı hadislerde, bu ibadetin aynî farz (farz-ı ayn) seviyesinde bir ibadet olmadığı da anlaşılmaktadır.
Bu kapsamda, Hz. Ebu Bekir (r.a.) ve Hz.Ömer (r.a.) dönemindeki kurbanla ilgili bazı uygulamalar da, kurban ibadetinin Kur’an ve Sünnet’le sabit olduğu halde, farz olmadığını anlatmaya yöneliktir. (Kurtubi, XV,108).
Kaynak: Yeni Ümit Dergisi, Prof. Dr. Beşir Gözübenli, Sayı: 69, 2005