Yardımlaşma, varlığın en kapsamlı kanunudur. Yüce Yaratıcı’mız onu maddî kâinatta işlettiği gibi, dünyayı şenlendiren insanın içtimaî hayatına da koymuştur. Böylece küçük kâinat olan insanın, büyük kâinatla bütünleşmesini dilemiştir. Evrene baktığımızda, toprak, su, hava, ışık gibi cansız denilen unsurların, bitkilerin yardımına koştuğunu görürüz. Meselâ bir incir ağacı çamur yer, onu tatlı bir meyve hâline getirir ve canlılara ikram eder. Bitkiler, diğer canlıları beslerler. Hayvanlar sütleri, etleri, yumurtaları ve yünleri ile canlıların imdadına koşarlar. Cansızı, madenleri, bitkileri, hayvanları ile bütün kâinat da insanların ihtiyaçlarını temin etmek için seferber olur. Kandaki alyuvar hücreleri, canlı bedenin diğer hücrelerine yardım götürmek uğrunda kendilerini telef ederler. Dolayısıyla bütün bir kâinatın normal ve sağlıklı bir tarzda varlığını sürdürmesi, bu muazzam yardımlaşma sayesinde olur. (Bediüzzaman Said Nursi, Lem’alar) Kaynak: Prof. Dr. Suat Yıldırım, Yeni Ümit
Yardımlaşma insan olmanın bir gereği midir? Hangi temel üzerine bina edilebilir?
602
Önceki Yazı