Bir müslümanın arkasından onun olmadığı bir yerde, duyduğunda hoşlanmayacağı şekilde konuşmak, gıybettir. Gıybet ne yazık ki ayet ve hadislerde menedilmesine rağmen bugün toplum genelinde en büyük problemlerimizdendir. Bu günahtan ne kadar uzak kalırsak bizim için o kadar iyi olur. Gıybet, kul hakkı olduğundan bu konuda çok hassas olmak gerekir.
Bu dünyada yapılan gıybetlerin ahirette o kişinin aleyhine bir şehadet olup olmayacağı meselesine gelince; yaptığınız gıybetin eğer helallik almazsanız ahirette sizin karşınıza çıkacağından bir şüpheniz olmasın.
Fakat gıybetini yaptığınız kişi aleyhine, söylediklerinizin onun için bir şehadet olması düşünülemez. Zira bir insan gıybeti, o insana olan kin, haset ve garaz gibi şeytani hislerle yaptığından bunun bir şehadet olarak kabul edileceğini söylemek biraz zordur. Ahirette Allah’ın izni olmadan kimse konuşamaz ve birbiri hakkında olumlu ya da olumsuz bir şehadette bulunamaz. Yani gıybet büyük bir günahtır. Birisinin işlemiş olduğu günah sebebiyle de başka birisi o günah esas alınıp hesaba çekilmez. Burada şehadeti, bizzat işlenmiş olunan günah, işleyen kişi hakkında yapacaktır. Ayrıca, Allah Teâlâ, gıybeti tamamen yasaklamışken, bu kötü ve sinsi fiili, şehadet kılıfına sokmaya çalışmak, haramı masumlaştırmaya çalışmak demektir. Bunun da ayrı bir vebali olur ötede. Hem Allah tarafından verilmiş böyle bir görevimiz de yoktur. Yani gıybet etmek suretiyle başkası hakkında şahitlikte bulunmuş olalım diyemeyiz.