İmam Azam’a göre, hafız olmayan bir insanın Kur’an-ı Kerim’i yüzünden okuyarak namaz kılması, namazını bozar. Çünkü namaz içinde mushafı tutup açmak, yapraklarını çevirmek, bakmak amel-i kesir olduğu gibi aynı zamanda, mushafa bakarak namaz kılmak, bir manada mushaftan telkin yoluyla öğrenmek demektir. Yani birinin talimi ile namaz kılmak gibidir. Halbuki namazda iken hariçten birinin Kur’an’dan ayet telkini namazı bozar. Bu itibarla ona göre mushaftan yüzüne bakarak okumak da telkin gibi olduğundan caiz değildir.
Hanefî mezhebinin diğer iki büyük imamı, İmam Ebu Yusuf ve Muhammed ise, mekruh olmakla birlikte yüzüne bakarak okumanın cevazına hükmetmişlerdir. Şafiî, Malikî ve Hanbelî mezheblerine göre ise teravih namazını mushaftan okuyarak kılmak caizdir. Cevaz verenler, bunun nafile namazlar için olduğunu ifade etmişlerdir.
Teravih namazının mushafın yüzünden okunarak kılınmasına cevaz veren yaklaşımın delili şu rivayettir: Hz. Aişe validemizin hizmetçisi Zekvan, Ramazan ayında Kur’an’ı yüzünden okuyarak Hz. Aişe’ye hatimle teravih namazı kıldırırdı. (İbn-i Sahnun, Müdevvene, 1/224)
Tabii bu şekilde namaz kılarken “amel-i kesir” sayılabilecek hareketlerden uzak durulması gerektiği şart koşulmuştur. Amel-i kesir de genelde şu şekilde tarif edilmiştir: Dıştan bakan bir insanı, namaz kılmadığı kanaatine sevk edecek kadar çok miktarda namaz dışı hareketlerde bulunmak.
Amel-i kesire düşmeden teravih namazını kılmak isteyen bir kimse, önüne, rahat görebileceği yüksek bir şeyin üstüne Mushaf-ı şerifi açıp koyarak sayfaları çevirmeye ihtiyaç hissetmeden veya en fazla bir kere çevirerek namaz kılabilir. Nitekim Kur’an’ı bu şekilde okuyabilmek için yapılan Kur’an sehpaları da vardır.