Cenâb-ı Allah’ın Kur’ân-ı Kerim’de bize talim buyurduğu,
رَبَّنَۤا أٰتِنَا فِي الدُّنْيَا حَسَنَةً وَفِي الْأٰخِرَةِ حَسَنَةً
“Rabbimiz, bize dünyada da ahirette de hasene ihsan eyle!” (Bakara sûresi, 2/201.)
duası umumi bir yakarıştır. Bu şekilde hem dünyanın hem de ahiretin güzelliklerini isteyenler Allah’ın lütf u keremiyle niyet ve gayretlerinin semeresini hem dünyada hem de ahirette göreceklerdir. Dolayısıyla insan sadece dünyasını değil, aynı zamanda ahiretini, hatta dünyanın fani ve geçiciliği, ahiretin ise ebedî ve sonsuzluğunu nazar-ı itibara alarak, dünyanın çok çok ötesinde ahiretini düşünmelidir. Evet, o, her iki âlemin de güzelliklerini istemeli, dünyasını imar ederken ahiretini berbat etmemelidir.
Nitekim Kur’ân-ı Kerim, sadece dünya peşinde koşanların, رَبَّنَۤا أٰتِنَا فِي الدُّنْيَا “Rabbimiz, bize vereceğini bu dünyada ver!” şeklinde talepte bulunduklarını zikreder ve وَمَا لَهُ فِي الْأٰخِرَةِ مِنْ خَلَاقٍ “Böyle diyenin ahiretten nasibi yoktur.” (Bakara sûresi, 2/200.) diyerek, sadece dünya hayatı için talepte bulunanların elemli âkıbetine dikkatleri çeker. Böyleleri Cenâb-ı Allah’ın vermiş olduğu nimetleri,
أَذْهَبْتُمْ طَيِّبَاتِكُمْ فِي حَيَاتِكُمُ الدُّنْيَا وَاسْتَمْتَعْتُمْ بِهَا
“Bütün zevklerinizi dünya hayatında kullanıp tükettiniz, onlarla safa sürdünüz” (Ahkaf sûresi, 46/20.)
fehvasınca yemiş bitirmiş olurlar. Bu durum ulvî gayeler için yaratılmış bir insan için başka değil sadece bir sukûttur. Kendi seviyesinin altına düşmektir. Çünkü sadece dünyasını düşünüp, hayatını yeme ve içmeye bağlamak insan dışındaki mahlûkatın yapacağı şeydir.
Bir kere daha ifade edecek olursak, insan Allah’ın (celle celâluhu) kendisi hakkında takdir ettiğine razı olmalı, Allah’tan hakkında hep hayırlısını dilemeli, her zaman, “Allahım, hakkımda hayırlı olanı ihsan eyle. Eğer Senin bana ihsan edeceğin daha başka nimetler benim baştan çıkmama sebebiyet verecekse ben onları istemiyorum. Kût-u lâ yemûtla, ölmeyecek kadar bir rızıkla yaşamaya razıyım. Ben Senden sadece Seni istiyorum. Bana Seni gerek Seni” demelidir.
Kaynak: Cemre Beklentisi, “Fakirlik Mi, Zenginlik Mi?“