İçindekiler
Allah’ın Varlığının Delilleri (Kainat, Kur’an-ı Kerim, Peygamberimiz)
O’nun varlığı delil gerektirmeyecek kadar açıktır. Ne var ki, varlığı her şeyden açık olan O yüce Yaratıcı, Zatı itibarıyla gözlerin bizatihi göremeyeceği, idrak edemeyeceği kadar da yüce ve eşsiz bir V arlık’tır. Bu itibarla yüce Yaratıcı kendisini bize, Zat’ıyla değil, yaratmış olduğu eserler ve göndermiş olduğu rehberlerle tanıtmak istemektedir. O’nu bize anlatan veya bizi O’na götüren deliller sayısızdır. Bu delillerin en büyükleri şunlardır:
- Kainat
- Kur’an-ı Kerim
- Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem)
a) Kainat
Muhteşem bir sanat eseri olan kainat, insandaki akli ve hissi bütün duyguları fazlasıyla uyaracak inceliklere, güzelliklere ve sırlara sahiptir. Bu alemde, görebilen gözler için her şey, şüpheye yer bırakmayacak şekilde O’nun varlığını haykırmaktadır:
“Gökleri ve yeri var eden Allah hakkında şüphe mi olur?” (İbrahim, 14/10)
İnkara şartlanmamış her bir akıl, kainatın göz kamaştıran mimarisi ve baş döndüren düzenli işleyişinden hareketle, kainattan objektif veriler elde edebilir ve onu adeta bir kitap gibi sayfa sayfa okuyabilir.
Bir yerdeki düzen, o düzeni kuran birisini, bir eserdeki san’at onun sanatkarını ve yine bir yerdeki ihsan ve ikram, orada var olan bir ihsan ve ikram sahibini göstermez mi? Bu cümleden olarak, eğer insan, gaflet ve şartlanmışlıkla bozulmamış kalp/akıl gözüyle bu kainata bakabilirse, ondaki san’at, düzen, plan ve ihsan gibi hakikatleri görecektir. Ve onların sonsuz bir ilim, kudret ve ihsan sahibi bir Yaratıcı’nın varlığını gösteren birer delil olduğuna inanacaktır.
Ancak burada şunu da hatırlatmamız gerekir ki, bu nizam ve güzellik bir yaratıcının olduğunu anlamamız için yeterli olsa da, yaratıcının özelliklerini, ona nasıl ulaşacağımızı, bize verdiği bunca nimetler karşısında duygularımızı nasıl ifade edebileceğimizi anlayabilmek için tek başna yeterli değildir. Yüce Yaratıcıyı ve bizim ne şekilde kulluk yapacağımızı öğreten O’nun gönderdiği peygamberler ve vahiydir.
b) Kur’an-ı Kerim
Kur’an, Allah’ın varlığına en büyük delillerdendir. Böylesine ihatalı; geçmişten, gelecekten, haşirden, ahiretten bahseden, kainatın ve ahiretin yol haritasını veren bir kitap her şeyden önce kendisini gönderen Yüce Zat’ı haykırmaktadır. Her devir insanının cevap bulmak zorunda olduğu “Ben kimim? Neden böyleyim ve nereye gidiyorum? Ölümle ayrılmak zorunda olduğum bu dünyada işim ne? Beni kim bu aleme gönderdi ve irademin dışında gelmiş olduğum bu yerlerin anlamı nedir? Buradan gitmek istemediğim halde neden kalamıyorum? Ölüm nedir? Ölümden ötesi var mıdır? Varsa nasıldır? .. ” gibi soruların cevapları Kur’an’dadır.
c) Peygamber Efendimiz (aleyhissalatu vesselam)
O, getirdiği Kitap ve o Kitab’ a göre ortaya koyup uyguladığı hayat (temsil) ve gösterdiği hedeflerle Allah’ı tanıtan canlı bir örnektir. Çöl ikliminde yaşayan bedevi kabilelerden asırlara hitap edecek medeniyetler kuran bir toplum vücuda getirmesi ve de, onun insanlığa verdiği hareketin günümüzü bile derinden etkileyip, dinamik hale getirmesi, insanların Allah’ı tanımasına yardımcı olacak güçlü bir delildir.
Kaynak: Bir Müslümanın Yol Haritası
Konu ile ilgili aşağıdaki yazımızı da okuyabilirsiniz: