Bankaların yapmış oldukları işlemlerin büyük bir kısmı faizli akidlere dayanmaktadır. İslâm, doğrudan faiz alma veya vermeye dayanan bir işlemi haram kıldığı gibi, onu destekleyen diğer faaliyetleri de yasaklamıştır. Peygamberimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bir hadis-i şeriflerinde faizle ilgili olarak şöyle buyurmuştur: لَعَنَ اللَّهُ آكِلَ الرِّبَا وَمُوكِلَهُ وَشَاهِدَهُ وَكَاتِبَهُ “Allah faiz yiyene, faize vekil olana, şahid olana ve faizi yazana lanet etsin”[1]1 Ahmed b. Hanbel, Müsned, 6/270 (3725). buyurmuştur.
Öncelikle şu bilinmelidir ki bankalar, temel itibariyle faiz üzerine kurulu bir sistem olduğu için bu şekilde tesis edilmiş müesseselerde çalışmak hadiste ifade edilen yasaklamanın kapsamına girer. Yine Mâide Sûresi’nin ikinci ayetindeki, وَلَا تَعَاوَنُوا عَلَى الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ “düşmanlık yapmak ve günah işlemek hususunda birbirinize yardım etmeyin.” ifadesi de, gerek fertlerin işlediği gerekse müesseselerde işlenen günahlara destek verilmemesi gerektiğine işaret etmektedir. Ayrıca bir mümin bir kötülüğü gördüğünde imkânı varsa öncelikle bunu eliyle düzeltmeli buna imkânı yoksa diliyle düzeltmeli buna da imkânı yoksa en azından bu kötülüğe buğz etmelidir ki bu da imanın en alt derecesidir. Allah’ın yasaklayıp haram kıldığı hususlarda öncelikle el ile düzeltme ve ıslah emredilirken bir müminin o harama eliyle yardım etmesi elbette çok büyük bir günahtır.
Meselenin fıkhî hükmüne gelince haram bir işte çalışmayla ilgili olarak İmam-ı Şâfiî ve Hanefî mezhebinden İmam-ı Muhammed ve İmam Ebu Yusuf Hazretleri, Müslüman bir kimsenin bizzat haram bir işte çalışmasının caiz olmadığı görüşündedirler. İmam-ı Azam Hazretleri ise yapılan işin haram olması için işin bizzat kendisinin haram olması gerekir demiş ve yapılan işin karşılığında işçinin ücrete hak kazanacağını belirtmiştir. Mesela adam öldürmek için bir kimseyi kiralamak gibi[2]2 İbn Âbidin, Reddü’l-Muhtâr, Darü’l-fikr, 6/392. Hanbelî mezhebinde ise bazı işlerde çalışmak mekruh bazı işlerde çalışmak ise haram kabul edilmiştir. Bu farklılıkta Ahmed ibn-i Hanbel Hazretleri’nden gelen rivayetlerin açık olmaması önemli bir sebeptir.
İslam âlimlerinin çoğunluğu “günahta yardımlaşmayın” ilkesine dayanarak haram iş alanlarında çalışmanın caiz olmadığı görüşündedirler. Mesela bankada çalışan bir kişi kendisi bizzat haram bir fiil işlemese bile faizle çalışan bir kuruma yardım ettiği için yaptığı iş mahzurlu hale gelmektedir. Aynı şekilde toto, loto, meyhane, kumarhane, bayan kuaförü ve şarap fabrikası gibi müesseselerde çalışmak da aynı hükme tabidir.[3]3 Nihat Dalgın, Gündemdeki Tartışmalı Dinî Konular 2, s. 217.
Genel kabul edilen görüş, bu tür haram işlerde çalışanlar eğer bu işten ayrıldıklarında aç kalacak kadar sıkıntıya düşeceklerse başka bir iş bulana kadar geçici olarak bu işlerinde çalışmaya devam edebilirler.
Netice itibariyle bir Müslüman, daha fazla para kazanmak amacıyla veya dünyalık sağlama adına ahretine zarar verebilecek işlerden uzak durmalı ve kazancının helal olmasına önem vermelidir. Nitekim Allah Resulü (sallallâhu aleyhi ve sellem) bir hadis-i şeriflerinde: يَأْتِي على الناس زَمَانٌ لَا يُبَالِي الْمَرْءُ ما أَخَذَ منه أَمِنَ الْحَلَالِ أَمْ من الْحَرَامِ “Öyle devir gelecek ki, insanoğlu, kazandığı şeyin helâlden mi, haramdan mı olduğuna hiç aldırmayacak.”[4]4 Buhârî, Büyû 7. buyurmak suretiyle, insanların helâl ve harama dikkat etmeden bir hayat yaşamalarını ahir zaman fitnelerinden birisi olarak göstermiştir. Bu açıdan gerek kadın gerekse erkek bütün Müslümanlar, evlerine giren her lokmanın helâlinden olmasına dikkat etmek zorundadırlar.
Dipnotlar