Düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde herkes fikrini, düşüncesini yazılı veya sözlü seslendirebilir. Seslendirdiği konular da toplumun kabulüne vabestedir. İfade edilen hususlar uzmanlık isteyen bir konu ise mesele daha da bir ciddiyet kazanır. Aklı başında bir insan uzmanlık isteyen bir konuda ulu orta konuşmaktan çekinir. Çünkü işin ucunda mahçup olmak, rezil olmak ve insanlar nezdinde kredi kaybına uğramak söz konusudur.
Mesela, bir parti başkanı veya çok meşhur bir teşkilat başkanı kendi sahası olmayan bir konuda mesela kardiyoloji veya biyoloji ilgili bir konuda “Aslında bu mesele böyledir” dese nasıl karşılanır? İnsanlar: “Bu konu senin alanın değil. Bu sahanın uzmanları var. Onlara sormak gerekir.” denmez mi?
Durum böyle iken bazı insanların İslam’ın herkes tarafından bilinen bir hükmü hakkında uluorta, hiç çekinmeden yanlış bir görüşü medya yoluyla seslendirmelerinin sırrı ne olabilir? Evet, bütün dünyanın gözünün önünde “İslam’da baş örtüsü yoktur! Kur’an’da bu konuda ayet yoktur!” diye haykırmalarının sebebi ne olabilir. Hakikaten bilmiyorlar mı? Yoksa birileri yanlış mı bilgi vermiş? Yoksa bile bile Müslümanlara yutturmak mı istiyorlar? Biz sizin dininizi sizden daha iyi biliriz. Gelin bizden öğrenin. Bakın biz çok önemli insanlarız. Siz Müslümanlar bizden daha mı iyi bileceksiniz canım. Dünden bugüne biz insanları özellikle Müslümanları değişik medya vasıtalarıyla istediğimiz gibi yönlendirdik. Sizin buna alışık olmanız lazım. Ne oluyor da bize itiraz ediyorsunuz. Gelin kuzu kuzu bizi dinleyin! Baş örtüsü meselesini de size yutturalım gitsin canım ne olacak!..
Diğer taraftan dünden bugüne İslam Dini’ne soğuk bakmış hatta her fırsatta aleyhine olmuş bazı insanların kalkıp üniversitelerde başörtüsü serbestiyetini ifade eden bir kanunun çıkarılması esnasında birden müçtehid kesilmeleri işin doğrusu oldukça düşündürücü. Temel hak ve hürriyet herkes için olduğu kadar Müslümanlar için de geçerli değil mi? Avrupa da, Amerika’da hiç baş örtüsünün yasaklandığı bir üniversite var mı? Ha.. siz bir zamanlar “Müslümanlar neden kız çocuklarını okutmuyor, cahil bırakıyor” demiyor muydunuz? İşte Müslümanlar da kız çocuklarını okutmak, insanlığa, vatanlarına, milletlerine faydalı bir fert haline getirmek istiyorlar.
Başörtüsü meselesine “Biz de Müslümanız kardeşim ama İslam Dini’nde baş örtüsü ile ilgili bir emir yok” gibisinden inanmadığı halde inanıyormuş gibi bir imaj vererek Müslümanlara dinlerini öğretmeye kalkanların pek çok aklî, mantıkî, boşlukları ve hepsinden önemlisi bilgi boşlukları, yanlışlıkları var. Bu konuda fetva vermeyi bıraksınlar. Türk milletine hatta dünyaya rezil, rüsvay olmasınlar.
Şimdi başörtüsünün İslam Dini’ndeki yeri nedir? Sorusuna kısaca cevap verelim. Baş örtüsü İslam Dini’nin bir emridir, farzdır. Kur’an, Sünnet ve İcma-i Ümmet ile bu hüküm sabittir. (el-Mevsuatü’l-Fıkhiyye, “Setr-i avret”, “Himar” maddeleri)
Kur’an-ı Kerîm’de Nur Suresi 31. Ayette şöyle buyrulur:
“Mümin kadınlara söyle harama bakmasınlar, ırzlarını, namuslarını korusunlar. Yine söyle mecburen görünen (el ve yüz) kısımları dışında diğer yerlerini ve zinetlerini teşhir etmesinler. Başörtülerini yakalarının, gerdanlıklarının üzerine örtsünler.”
Bu ayet nazil olur olmaz ertesi gün Müslüman hanımlar hemen elbiselerinin uzun kısmından bir parça yırtarak kendilerine baş örtüsü yapmışlardır.
Peygamber Efendimiz (aleyhi ekmelüttehaya) ümmetine bizzat göstererek tatbik etmelerini istemiştir. Hz. Aişe (r.a.)ın ablası Hz. Esma’ya: “Ey Esma! Buluğ çağına erdikten sonra bir bayanın eli ve yüzü hariç diğer yerlerinin örtülmesi gerekir.” buyurmuştur. (İbn-i Kesir, Tefsir-i Kur’ani’l-Azîm, Nur Suresi, 31. Ayet)
Hasılı, İslamiyet’te baş örtüsü vardır. Müslüman bayanların yerine getirmesi gereken bir farzdır. İçtihadî değildir. Çok açık, net bir emirdir. Bu emre inanmamak insanı dinden çıkarır. Ama inandığı halde yerine getiremeyen ise dinden çıkmaz.
Kaynak: Dr. Ergün Çapan