Evlatların, yardıma muhtaç olan anne babalarına bakmaları zaruridir. Tıpkı anne-babanın belli bir yaşa kadar evlatlarına bakmak mecburiyetinde oldukları gibi. Ancak bu evlatlar evli ise durum ne olacaktır? Anne, baba nerede kalacak, bakım görümlerini kim yapacak? Erkek evlatlar, evli de olsalar anne babalarına bakmak zorundadırlar. Babalık ve annelik hakkı bunu gerektirir. Ya kendileri bakarlar; yani yemeklerini yapar, çamaşırlarını yıkar, rahatlarını temin ederler ya da hanımlarına baktırırlar. Hanımın bakması hukuken bir vecîbe değildir. Ancak ev içinde uygulanacak güzel bir siyaset ve anlaşmayla onun da yardımı sağlanabilir. Gerekirse ona hediyeler alınır, gönlü yapılır ve karşılıklı yardımlaşmayla anne-babaya hizmet edilir.
Eğer hanım bu konuda diretiyorsa, kendisi de iş-güç sebebiyle gerektiği gibi valideynine bakamıyorsa, bir hizmetçi tutmalıdır. Evet, erkek evlat, o biricik varlık sebeplerine ya kendisi bakacak ya da birisine baktıracaktır. Bu konuda malî harcamalara da katlanacaktır. Valideynin kendi evlerinde olmaları ya da evlatlarının evinde bulunmaları durumu değiştirmez, her halükarda bakılmaları gerekir. Tabiî, sıcak bir yuvada hep beraber bulunmaları, baba-oğul-torun kaynaşarak yaşamaları daha makbuldür çünkü meselenin hem anne-babaya hem çocuklara hem de torunlara bakan faydaları, sevapları, hayatın ilerleyen safhalarına yönelik neticeleri vardır. Örf ve âdetlerimiz de bu duruma yabancı değildir.
Evli olan kız çocukları da erkek evlatlar gibi anne babalarına bakmak zorundadırlar. Nafaka yükümlülükleri eşittir.[1]Serahsî, el-Mebsût, 5/222. Ancak pratik hayat ve aile hukuku itibarıyla imkânları çok olmayacağından erkek evlat gibi bu vazifeyi gerçekleştiremezler. Erkek evlatlar varsa bakım görüm çoğunlukla onların üzerine düşer. Ama erkek evlat yoksa ya da var da bakmıyorsa, bu durumda evli olan kız, kocasıyla anlaşarak, onun gönlünü yaparak, valideynini kendi evine almak ya da onların evine gidip gelmek suretiyle ilgilenir. Kocasının da bu konuda anlayışlı olması, eşinin hissiyatını göz önünde bulundurması gerekir. Ebedî hayat arkadaşının anne-babasına kendi anne babası gibi bakmalı ve gereken ehemmiyeti göstermelidir. Eğer bir kadının kocası anlayışlı değilse ve izin de vermiyorsa,[2]Burada kocanın böyle bir davranışının yanlış olduğunu da ifade etmek gerekir zira bir evladı, kendisi üzerinde en fazla hakkı bulunan ve iyilik edilmeye de en çok layık olan anne … Okumaya devam et kadın, maddî imkânları el verdiği ölçüde kendi anne babasına malî yardımda bulunmalı, bunu yapamıyorsa başkalarının yardımını temin etmeye çalışmalıdır. Gerekirse devlete, belediyelere, vakıflara müracaat etmeli ve maddî yardım sağlamalıdır.
Netice itibarıyla kayınpeder ve kayınvalideye bakmak bir gelin ve damat için zaruri olmasa da evlatlar için bunda mecburiyet vardır. Bu sebeple kadın kocasını, erkek de hanımını razı ederek anne-babalarına bakmalılar ya da baktırmalılar. Kur’ân’ın hükmüyle valideyne “öf” bile denmeyecekse, onların bakımını yapmamak, bu konuda tembellik, ihmalkârlık göstermek, onları yalnız bırakmak, hele bir de götürüp huzur evi denilen yerlere teslim etmek ne büyük günahtır, düşünülmeli. Tabi, anne-babanın da bir “Allah razı olsun” sözünü, gelinine çok görmemesi gerekir.
Kaynak: Kadın ve Aile İlmihali
Dipnotlar