Evet, bu işin bir kısım mukaddimeleri vardır. Herşeyin mukaddimesi olduğu gibi… Ancak işin başlangıcı, merkezde küçük olarak başlar da çevrede büyük bir daire oluşturur.
Meselâ Peygamber Efendimiz (sav) dünyaya gelmezden önce bütün kahinler kehânetlerine dayanarak: “569’da bir nur çıkacak, cihanın şarkını garbını nura gark edecek” diyorlardı. Ama o nur 569 değil de 40 sene sonra çıktı. Fakat dedikleri yine de doğruydu. O tarihte tarlaya bir tohum atılmıştı ve bunun meyveleri 40 sene sonra zuhûr edip cihanları aydınlatacaktı..
Hem meselâ yine Bediüzzaman Hazretleri doğmazdan önce, şarktaki büyük ulemâ ve evliyâ, “873 de bir nur çıkacak ve bu nur tâ Avrupa kapılarına kadar gidecek” diyorlardı. Ama o nur bu tarihten 40-50 sene sonra o da yine belli ölçüde çıktı. Evet tohum o tarihte atılmıştı ama meyveleri sonra zuhûr edecekti. 100 bunca seneden sonra o nur henüz Avrupa kapılarından yeni yeni içeriye girmeye başladı. Tohumla meyveyi birbirine karıştırmamak lazımdır. Karıştırılırsa bundan yanlış anlamalar çıkar.
Keza bir hocaefendi 80’li yıllarda bir vaaz esnasında “Önümüzdeki 10 yıl içerisinde Komünist Rusya yıkılacak” dediğinde kendisine: “Bu ne demek?” diye sordular. Söylenen şeylerin bir kısım mukaddimeleri vardı, onlardan bu hâdiseleri okumak mümkün idi. O sıralarda Rusya kaynıyordu. Azerbaycan, Dağıstan, Türkistan vs.. mücadele içerisinde idiler. Bütün bunlar sistemin çökeceğinin belirtileri idi. Günü gelince herşey -biiznillah- ortaya çıktı. Tabiî başta dediğim gibi burada da çekirdek ile meyve birbirine karıştırılmamalıdır. (Kaynak: Fasıldan Fasıla II)