Çok genel sormuşsunuz. Sayamayacağımız kadar caiz, müstehab ve haram vardır. İsterseniz, biz bunların tariflerini ve örneklerini verelim, siz daha da genişletin.
Câiz Nedir?
Yapılması dinen yasak olmayan şeydir. Bu kelime, bazen sahih, bazen de mübah yerine kullanılır. Bazı muameleler vardır ki, dünyevî hükümler bakımından sahih olduğu halde, uhrevî hükümler bakımından câiz olmaz. Cuma namazını kılmakla yükümlü olan bir kimsenin cuma ezanı okunurken yaptığı alış veriş muamelesi gibi. Böyle bir muamele sahihtir ve geçerlidir. Fakat manevî sorumluluğu gerektirdiği için caiz değildir.
Haram Nedir?
Yapılması, kullanılması, yenilip içilmesi dinimizce kat’î olarak yasak edilmiş şeylere denir. İçki içmek, kumar oynamak, zinâ etmek, adam öldürmek, gıybet ve iftirada bulunmak gibi..
Haram kılınan eşya veya fiil, kendisinde bulunan, hiç ayrılmayan bir zarar, kötülük ve pislik sebebiyle haram kılınmış ise, buna liaynihî (bizzat) haram denir. Domuz eti ve şarap gibi.
Kendi tabiat ve vasfından dolayı değil de elde etme şekli, kazanma yolu gibi dıştan bir sebeple haram kılınmış ise, buna da ligayrihî (bilvasıta) haram denir. Çalınmış ekmek, gaspedilmiş para gibi.
Müstehab Nedir?
Lügatte, “sevilmiş şey”mânâsına gelir. Istılahta ise Resûlüllah Efendimizin (aleyhi ekmelüttehaya) ara sıra yapmış oldukları şeydir. Duha (Kuşluk) namazı gibi. Peygamber Efendimiz (asm), müstehab denilen hususları sevip zaman zaman yapmışlar, Selef-i Sâlihîn de bunları seve seve işlemiş ve diğer ehl-i îmânı da yapmaya teşvik etmişlerdir. Müstehaba, sünnet-i gayr-i müekkede hükmünü verenler olduğu gibi, mendub, nâfile, tatavvu’, edeb ismini verenler de vardır.
Bilhassa güzel ve medhe, övgüye lâyık bir özellik ve davranış olması sebebiyle, müstehab yerine edeb tabiri çok kullanılmıştır. Edeb’in çoğulu âdâb’dır.