Kuracağınız ya da kurduğunuz bir yuva, Allah’ı (cc) ve Rasulü’nü (sav) hoşnut edecek çerçevede ise istikbal vadedici sayılır. Diğer bir ifade ile yetiştireceğiniz nesiller, Rasulü Ekrem’e (sav) ümmet olma yolunda ise, onların önü açık siz de mutlu sayılırsınız; aksine yetişen nesiller sokaklara emanet ve dinin-diyanetin karşısında; hatta caminin, cemaatin, mabedin düşmanı ise, onlar tâlihsiz, siz de sorumlu sayısınız.
Bu evvela çocuklara, onlar tâlihsiz, siz de sorumlu sayılırsınız. Bu evvela çocuklara, sonra da topluma karşı bir haksızlıktır. Hiç kimsenin böyle bir haksızlığı irtikap etmeye hakkı yoktur. İslâm’a düşman yetişecek, haram yiyip haram içecek, gayr-i meşrû davranışlarıyla genel kuralları çiğneyecek nesillerin hesabını bize sorarlar. Kendi mana köklerine bağlı mefkûre sahibi, derin, ufuklu, merhametli ve insana saygılı nesiller yetiştirmek bizim başta gelen vazifelerimizdendir. Bu önemli vazife, yuvanın şuurlu kuruluşuyla başlayıp, sonra da bir ömür boyu, akıl, mantık ve muhakemeye bağlı sürdürülmesi şeklinde hülasa edilebilir.
Bu itibarla aile, din ruhuna dayalı, akıl ve şuur eksenli bir müessese olarak ele alınmalı ve Allah’ın hoşnutluğu esas alınarak devam ettirilmelidir. Rasulü Ekrem (sav) ümmetinin çokluğuyla iftihar edeceği tembihinde bulunur. Bu açıdan, O’nu tanımayan bir nesil, ne kadar da çok olsa Allah (cc) nezdinde, Allah (cc) nazarında bir kıymeti olmadığı gibi, Rasulü Ekrem’e (sav) göre de herhangi bir kıymeti haiz değildir.
Onun için bizler bir taraftan meyelan-ı şerrin kökünü, Allah’a teveccüh, istiğfar ve nedâmetle kesecek; diğer taraftan da dua, ibadet ve hayırlı işlerle meyelen-ı hayra kuvvet verebilecek hamlelerle, soluk soluğa sürekli Allah’a teveccüh edecek, fiilî, kalbî ve kavlî lazım gelen her şeyi yaparak, aktif bekleyişimizi devam ettireceğiz.
Kur’ân-ı kerim’de şöyle buyrulmaktadır:
“De ki: Pis ve kötü ile temiz ve iyi bir değildir; pis ve kötünün çokluğu (başdöndürücü ve) hayretengiz olsa da (bu böyledir). Öyleyse ey akıl sahipleri! Allah’tan korkunuz ki kurtuluşa eresiniz.” (Mâide/100).
Evet bazen, kötülerin ve kötülüğün çokluğu dikkatinizi çekip sizi hayrete sevk edebilir; ama bilmelisiniz ki, Allah nazarında habisle tayyib hiçbir zaman müsâvi olmamıştır. Öyleyse siz her zaman, neşrettikleri manevi rayihalarıyla, size cenneti tedai ettirebilecek bir neslin yetişmesine ehemmiyet vermeli ve “tayyib”i takip etmeli, “tayyib”e baba olmaya, muallim olmaya, mürebbi olmaya çalışmalısınız.
Kaynak: Çekirdekten Çınara