Değerli kardeşimiz,
Buhari, Müslim gibi en sahih hadis kaynaklarında yer alan sahih hadislerde, savaş meydanında ölen kimsenin yanında başka bazı durumlar da sayılmış, bunların da şehit hükmünde olacağı belirtilmiştir. (Örnek olarak bkz. Buhârî, cihad 30; Müslim, imaret 164-166)
Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem), bu meyanda, farklı münasebetlerle farklı durumları zikretmiştir. Hafız İbn Hacer Askalânî, makbul rivayetlerde zikredilen böyle yirmiden fazla durum olduğunu söyler. (Fethu’l-Bârî, 6/43) Bunlar arasında, göçük altında can veren kişi, karın sancısından vefat eden kişi, boğularak ölen kişi, veba salgınında ölenler, hamileliğinde veya doğum esnasında vefat eden kadın… sayılır.
Bu durumların ortak özelliği, acı veren zor bir ölüm olmalarıdır. Farklı zaman ve münasebetlerle Allah Resulü’nün farklı durumları sayması, şehit hükmünde olmanın bunlarla sınırlı olmadığını, benzer durumda olanların bu hükümde olduğunu göstermektedir.
Böyle bir ölümle dünyaya veda edenlerin şehit hükmünde olmaları, şehit sevabına nail olmaları manasınadır. Bilindiği üzere şehidin günahları affolur, Allah, kendi katında onun derecesini yükseltir. Yapılan hiçbir iyiliği karşılıksız bırakmayan, çekilen her sıkıntıyı insanın dünyada ya da ahirette karşılaşacağı bir güzelliğe vesile kılan Cenab-ı Hak, bu kimselerin yaşadığı acıyı günahlarına kefaret kılmış, dünyada yaşadıkları sıkıntıya bedel ahirette onlara güzel bir mükafat hazırlamıştır.
Allah’ın adaletine, kullarına şefkat ve merhametine iman eden mü’minler olarak, öncelikle semavi-arzi afet ve musibetlerden korunmak için tedbirimizi almalı, ama her nasıl olursa olsun başa bir şey geldiğinde de onu sabır ve tevekkülle karşılamayı bilmeliyiz. Bunu yapan, yine sahih hadisin ifadesiyle, başına gelen her şeyi kendi hakkında hayra/hayırlara çevirir:
“Şaşıyorum şu mü’minin haline: Başına ne gelse onun hakkında hayra dönüşüyor. Başına iyi bir şey gelse ona şükreder, (şükür sevabı alır) hakkında hayır olur. Başına bir sıkıntı gelse ona sabreder (sabır sevabı alır), o da hakkında hayırlı olur.” (Müslim, zühd 64)
Rabbimiz bizi kendisine tam iman ve tevekkül eden kullarından eylesin. Biz aciz kullarını, semavi-arzi, maddi-manevi, dünyevi-uhrevi sıkıntı ve musibetlerden muhafaza buyursun, tüm kullarına afiyet-i daime ihsan eylesin. Amin.
**
Depreme Karşı Okunabilecek Bir Dua