Bu konuda fakihlerimiz Arfece hadisine dayanarak bazı hükümlere varmışlardır. Bu zatın cahiliyye döneminde Külâb isimli vadide geçen savaşta burnu kesilmiş, bunun üzerine gümüşten bir burun edinmiş, bu, koku yapınca da Rasulüllah Efendimiz (s.a.s) kendisine altından bir burun edinmesini emretmişlerdir. (Ebu Dâvûd; Hâtem 7; Tirmizi, Libas 31) İmam-ı Azam bu ruhsatın sadece Arfece için olduğunu söyleyerek diş tedavisinde altın kullanmayı caiz görmemiştir. Fakat İmam-ı Muhammed dişleri altın telle bağlamayı caiz görmüştür. Ancak müctehid imamlarımız dönemlerinde mes’ele, günümüzde olduğundan biraz farklı bir görünümde idi.
Günümüz âlimlerinden de altın ve gümüşün zarurete veya ihtiyaca binaen diş tedavisinde kullanılabileceğini söyleyenler vardır. Ancak bu süs ve ziynet için olursa caiz olmayacaktır. Bununla beraber, günümüzde diş tedavilerinde altının yerini tutabilecek farklı madenler bulunduğunda ve doktorumuz da sağlığımız açısından bunları kullanmanın bir mahzuru olmadığını söylediğinde herhalde altından kaçınmak ihtiyata daha muvafık olacaktır.
Kısaca dişlerin kaplamasında altın kullanmaya cevaz verenler varsa da ihtiyatlı yol dişleri altınla kaplamaktan kaçınmaktır.