Allah, rızkın helal yollardan kazanılmasını kullarına emretmiş ve helal kazanç yollarını Kur’an-ı Kerim ve Peygamberimiz (s.a.s.) vasıtasıyla bildirmiştir. Helal kazançla nafakasını kazananlar övülmüş ve farzları eda etmek şartıyla kişinin geçimini kazanmak için çalışması ibadet sayılmıştır. Helal daire keyfe kâfi kılınmış ve harama meyletmek yasaklanmıştır.
Haram maldan yapılan ikramla alakalı olarak şöyle bir değerlendirme yapılır: Malına herhangi bir yolla haram karıştığı bilinen birisinin ikramını, ya da hediyesini kabul etmek için bakılır, eğer malının veya kazancının çoğu haramdan değilse alınır ve yenilir. Bu durumda ikram ettiği şeyin haramdan olduğu bilinse, malının çoğu helâlden olsa dahi kabul edilemez, yenemez. Aksine, malının çoğu haramdan olsa ve fakat ikram ettiği şeyin helâlden olduğu bilinse, ya da ikram eden öyle olduğunu söylese alınır ve yenilir. (Fetâvâ-yı Hindiyye, 5/342; Kâdihan, 3/400–402). Faizle para kazanan için de durum aynıdır. (Fetâvâ-yı Hindiyye, 5/343) Eğer bir kimsenin helâl kazancı daha çoksa ikramı alınır, değilse alınmaz. Durumu bilinmiyorsa, bir mü’min ancak helâl yolla kazanır diye hüsn-i zan edilir ve yine kabul edilir. Buna göre sizin durumunuzu şöyle değerlendirebiliriz.
Elinizde olmadan böyle bir durumla karşılaşmışsınız. Ayrıca babanın kazancından istifade de çok normal bir şeydir. Kalben de huzur duymak için, babanıza ikamet ettiğiniz müddeti göz önüne alarak ortalama bir miktar belirleyip bunu babanıza değişik yollarla verebilirsiniz. Bunu yaparken de “Senin aldığın faiz parasından benim yediklerim bu kadar” gibi bir cümle kurmak doğru değildir. Babaya değişik vesilelerle hediye alınabilir, durumu iyi değilse maddi yardım yapılır veya değişik yollar bulunabilir. Bunun yanında o miktar parayı hayır kurumlarına veya yoksullara da verebilirsiniz. Ancak anlaşıldığı kadarıyla bunu da yapmaya mecbur değilsiniz.