Eldeki çizgilere ve işaretlere bakarak bir kimsenin karakterini ve geleceğini okuma olarak nitelendirilen el falının kökeni çok eski tarihlere dayanmaktadır. Hindistan’da ortaya çıktığı düşünülen el falı bakma bazı gruplar arasında yaygındır. El falcıları, insan eline bakarak kişinin sağlığı, karakteristik yapısı ve alışkanlıkları ile ilgili farklı çıkarımlarda bulunurlar. Bununla beraber kişinin gelecekte başına gelecek olaylarla alakalı birtakım kehanetlerde de bulunurlar.
Kur’an ve sünnette gaybden haber verme ile alakalı hüküm açık ve nettir.
“Gaybın anahtarları Allah’ın yanındadır. Başkası onu bilemez.” (En’am Suresi, 6/59)
“De ki: Allah’tan başka ne göklerde ne yerde hiç kimse gaybı bilemez.” (Neml Suresi, 27/65)
buyurularak gaybı Allah’tan başka kimsenin bilemeyeceği açıklanmıştır. Bununla beraber Allah, bir hikmete binaen bazı salih kullarına gayba dair birtakım şeyler göstermiş onları irşat buyurmuştur. Onlar da daima bu gibi şeyleri gizli tutmaya özen göstermiş, gerekmediği sürece açıklamamışlardır.
Günümüzde neredeyse her semt ve muhitte bulunabilen falcı ve kahinler bu şekilde el falı, yıldız falı, kahve falı, ateş falı, su falı, tarot falı gibi dini hiçbir dayanağı olmayan ve insanları dinin çizdiği çerçevenin dışındaki şeylere inanmaya meylettiren şeylerle insanların beklentileri üzerinde ahkam keser dururlar. Bu gibi insanlara kesinlikle itibar etmemeli, söyledikleri şeylere kulak asılmamalıdır.
Falcılara gidip onlardan medet uman ve onların söylediklerini hakikat olarak kabul edenler aşağıda zikredilen hadisin zikrettiği zümrenin içine girer ki bu da o kişinin imanını kaybetmesine sebep olabilir.
“Kim bir falcıya veya sihirbaza giderek ondan gayb hakkında bir şey sorar ve onun söylediğine inanırsa, Muhammed’e (s.a.s) indirilen dini inkâr etmiş olur” (İbn-i Mace, Tahâra 122.)