Fıtır sadakasıyla mükellef olmanın şartları şunlardır:
Müslüman olmak: Fıtır sadakasının vacib olması için mükellefin Müslüman olması gerekir. Ancak Şafiî mezhebine göre gayri Müslim bir kimsenin bakmakla mükellef olduğu Müslüman yakınının fitresini ödemesi gerekir.
Nisap miktarı mala sahip olmak: Fıtır sadakası ile mükellef olmak için zekâtta olduğu gibi havayic-i asliyeden (temel ihtiyaçlar) başka nisap miktarı mala yani 85 gram altın veya 595 gram gümüş kıymetine denk mala sahip olmaktır. Zekâttan farklı olarak, fıtır sadakasının vacip olması için sahip olunan malın nâmi (artıcı) özellikte olması ve üzerinden bir yıl geçme şartı yoktur. Şafiî, Malikî ve Hanbelî mezheplerine göre fıtır sadakası ile mükellef olmak için nisap miktarı mala sahip olmak şart değildir. Temel ihtiyaçlarının yanı sıra Bayram günü ve gecesine yetecek kadar azığa sahip olan her Müslüman fitre ile yükümlüdür.
Fıtır sadakası ile mükellef olan bir kimse sahip olduğu malı kaybetse veya bu mal nisap miktarından aşağıya düşse fitre yükümlülüğü kalkmaz. Fakat fitre borcu olan bir mükellef ölürse, bu borcun terikesinden alınıp ödenmesi gerekmez. Bununla birlikte ölen kimsenin varisleri kendiliklerinden öderlerse iyi olur.
Ehliyet: Fıtır sadakası ile mükellef olmak için âkıl, bâliğ olmak şart değildir. Ebu Hanife ve Ebu Yusuf’a göre, nisap miktarı mala sahip olan küçüğün ve akıl hastasının malından da fıtır sadakası verilmesi gerekir. Babası, zengin çocuğun malından fıtır sadakasını verir.
Velayet ve bakmakla yükümlülük: Bir kimsenin kendi dışındaki kimselerin fıtır sadakası ile mükellef olması için, bunların kendi velayeti altında ve bakmakla mükellef olduğu kimselerden olmaları gerekir. Fıtır sadakası ile mükellef olacak kadar mal varlığına sahip bulunan bir Müslüman, velayeti altında bulunan ve fıtır sadakası ile yükümlü olacak kadar malî imkanı olmayan çocukların, akıl hastalarının ve aklî dengesini kaybetmiş kimselerin de fitresini ödemekle yükümlüdür. Vefat eden oğulun çocuklarının fitrelerinin ödenmesi gerekir.
Bununla birlikte bir kimse bakımını üstlendiği kişiler de olsa, anne-babası, büyük çocukları, karısı, kardeşleri ve diğer yakınları için fitre ödemekle mükellef değildir. Çünkü bu sayılanlar onun velayetinde değillerdir; ama onların fıtır sadakalarını da bir mükellefiyet olmamakla birlikte verebilir.
Hanefîlerin dışındaki âlimlere göre, kendisine fitre vacip olan kimse-imkanı varsa- Müslüman ve bakmakla mükellef olduğu (anne-baba gibi) akrabası, hanımı içinde fıtır sadakası vermekle mükelleftir.
Vakit: Hanefî mezhebine göre fıtır sadakası Ramazan Bayramının 1. günü fecri sâninin doğuşu ile yani tan yerinin ağarması ile vacip olur. Çünkü bu sadaka bayrama (sadaka-i fıtır) izafe edilmiş, ona ait kılınmıştır. Buna göre Ramazan bayramının birinci günü fecirden önce ölene, fakir düşene fıtır sadakası gerekmez. Fecirden önce doğan veya Müslüman olan kimsenin ise fıtır sadakasının verilmesi gerekir.
Fecirden sonra dünyaya gelen çocuğa, Müslüman olan kimseye fıtır sadakası gerekmez. Diğer mezheplere göre ise fıtır sadakası Ramazan’ın son günü güneşin batması ile vacip olduğundan gerekir.
Kaynak: Bir Müslümanın Yol Haritası