Ebû Musa, Resûlüllah’a (s.a.s) gelerek şöyle demiştir:
“Ey Allah’ın Resûlü! Yemen’de yapmakta olduğumuz şu iki içecek hakkında bize fetva ver: Birisi, baldan yapılan bit’, diğeri de mısır ve arpadan yapılan mizr’dir. Bunlar keskinleşinceye kadar nebiz yapılırlar.” Onun bu sorusuna Efendimiz (s.a.s) şu cevâmiü’l-kelim sözüyle cevap vermiştir: “Ben namaza mâni olacak kadar sarhoşluk veren her şeyi yasaklıyorum.” (Müslim, “Eşribe”, 70; Buharî, “Megâzi”, 60; Ebu Dâvud, “Eşribe”, 5; Nesâî, “Eşribe”, 23.)
Ebû Dâvud’da geçen Abdullah b. Amr b. Âs’ın bir rivayetinde de, Allah Resûlü (sallallâhu aleyhi ve sellem) Habeşlilerin mısırdan yapmış olduğu “gubeyra” ismindeki içki çeşidini içmeyi nehyetmiş sonra da, sözünün sonunda konuyla ilgili genel prensibi beyan etmiştir:
“Allah’ın Peygamberi (s.a.s), şarabı, kumar ve tavla oynamayı, bir de darıdan yapılmış içkiyi (gubeyra) yasaklamış ve ‘Her sarhoşluk veren şey haramdır.” (Ebû Dâvud, “Eşribe”, 4.)
Deylem el-Hımyerî’nin rivayet ettiği hadis-i şerif ise şöyledir:
“Ey Allah’ın Rasûlü, ben soğuk bir memlekette bulunuyorum. Biz orada ağır iş(ler)le uğraşıyoruz ve şu buğdaydan bir içki imal ederek onunla işlerimize ve memleketimizdeki soğuğa karşı direnç kazanıyoruz. (Bu hususta ne buyurursun)?” diye sordum. (O da bana): “(Bu içki) sarhoşluk veriyor mu?” diye sordu. (Ben) “Evet” dedim. Bunun üzerine; “Öyleyse ondan kaçınınız.” buyurdu. (Ben): Halk onu bırakmıyor, dediğimde; “Eğer bırakmıyorlarsa onlarla savaşınız!” buyurdu.” (Ebû Dâvud, “Eşribe”, 5.)
Hz. Âişe’ye sabah yapılıp akşam içilen ve akşam yapılıp sabah içilen hurma nebizinin hükmü sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: “Ekmek ve su bile olsa sarhoşluk veren hiçbir içeceği helâl kılacak değilim.” (Nesâî, “Eşribe”, 48.) Hz. Âişe’nin rivayet ettiği benzer bir hadis-i şerif ise şöyledir: Allah Resûlü’ne bal şerbetinin hükmü sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: “Sarhoşluk veren her içki haramdır.” (Buharî, “Vudu’”, 71; Müslim, “Eşribe”, 67, 68.)
Burada Hz. Peygamber’in (sallallâhu aleyhi ve sellem) sorulan soruya “helâldir” veya “haramdır” şeklinde bir hüküm vermek yerine, konuyla ilgili genel bir prensip vaz’ etmesi önemlidir. Zira şerbet ve şıra gibi içecekler her zaman aynı hâlde bulunmazlar. Yani bunların tabiatları sabit ve değişmez değildir. Normal şartlarda caiz olan bu gibi içeceklerin zamanla fermantasyon geçirerek sarhoşluk verici bir mahiyet kazanmaları mümkündür.
Yukarıdaki hadislerde sayılanlar, o dönem için içki yapılan belli başlı hammaddelerdir. Bazı rivayetlerde bunlara, mısır ve pirinç de ilave edilmiştir. Sonraki dönemlerde daha başka maddelerden de hamr (içki) elde etmek mümkün olabilir. Nitekim günümüzde karbonhidrat ihtiva eden envai çeşit sebze, meyve ve tahıl içki imalâtında kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu hadis-i şeriflerden anlaşılmaktadır ki, bir içkinin hamr sayılması için hammaddesi değil, sarhoşluk vasfı esastır.
Peygamber Efendimiz (sallallâhu aleyhi ve sellem), “Çoğu sarhoş edenin azı da haramdır.” (Ebû Dâvud, “Eşribe”, 5; Tirmizi, “Eşribe”, 3; İbn Mâce, “Eşribe”, 10; Nesâî, “Eşribe”, 25.) buyurmak suretiyle, sarhoş edici çok miktardaki içkinin, azının da haram olduğunu ifade etmiştir.
Ebû Dâvud’da geçen diğer bir rivayet ise şu şekildedir: “Her sarhoş edici şey haramdır. Bir farak[1]Farak, 16 rıtıllık bir kaptır. Bir rıtıl yaklaşık olarak 2.5 litredir. (küp) içildiği takdirde sarhoşluk veren bir şeyin tek avucu da haramdır.”(Ebû Dâvud, “Eşribe”, 5.) Tirmizî’deki rivayet, “tek yudumu haramdır” şeklinde geçmektedir. (Tirmizî, “Eşribe”, 3.)
Nesâî’de geçen İbn Ömer’in rivayet ettiği şu hadis-i şerif de çoğu sarhoş eden içkilerin azının da haram olduğunu göstermektedir: Bir adam Allah Resûlü’ne gelerek içkilerin hükmünü sormuş, Efendimiz de (s.a.s) ona şöyle cevap vermiştir: “(Alkolleşme başladığından dolayı) Fokurdayan her şeyden kaçın.” (Nesâî, “Eşribe”, 48.)
Kaynak: Yüksel Çayıroğlu, İslam Hukukuna Göre Helal Gıda
Dipnotlar
⇡1 | Farak, 16 rıtıllık bir kaptır. Bir rıtıl yaklaşık olarak 2.5 litredir. |
---|