Zilhicce ayının sekizinci gününe “terviye”, dokuzuncu gününe “arefe”, kurban bayramı olan onuncu gününe “nahr”, bundan sonraki üç güne de “teşrik günleri” (eyyâm-ı teşrik) denmektedir. Bayramın iki, üç ve dördüncü günlerine teşrik günleri denmesinin sebebi, bu günlerde teşrik tekbiri getirilmesidir.
Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur:
“Arefe günü, nahr/kurban günü (kurbanın birinci günü) ve teşrîk günleri (kurbanın 2, 3 ve 4. günleri) biz Müslümanların bayramıdır.” (Ebu Dâvud, Savm 49)
Hacılar Mina’da olduklarından dolayı, bu üç güne Mina günleri de denir (İbn Mâce, Menâsik 57).
Teşrik tekbirleri, Kurban bayramının arefe günü sabah namazından başlayarak bayramın dördüncü günü ikindi namazına kadar, toplam 23 vakit, her farzın selâmından sonra kadın-erkek, seferî-mukim ayırımı olmaksızın her mükellefe vaciptir. Teşrik tekbiri şöyledir:
اَللهُ أَكْبَرُ اللهُ أَكْبَرُ لَا إِلَهَ إلَّا اللهُ وَاللهُ أَكْبَرُ اَللهُ أَكْبَرُ وَللهِ الْحَمْدُ
“Allahü Ekber, Allahü Ekber. Lâ ilahe illâllahu vallâhu ekber. Allâhü Ekber ve lillâhilhamd.”
Anlamı şöyledir: “Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Allah’tan başka ilâh yoktur. O Allah herşeyden yücedir, Allah herşeyden yücedir. Hamd Allah’a mahsustur”.
Teşrik tekbirleri arefe günü sabah namazıyla başlayıp bayramın dördüncü gününün ikindi namazına kadar(ikindi namazı dahil) , yirmi üç vakit farz namazının arkasından birer defa denmesi vaciptir. Sadece kurban bayramına mahsustur.
Teşrîk tekbirlerinin başlangıcı Hz. İbrahim’in oğlu İsmail’i kurban etme olayına kadar uzanır. İbrahim (a.s), gördüğü sahih rüya üzerine oğlunu Allah yolunda kurban etmeye karar verir. Kurban hazırlıkları sırasında Cebrail (a.s) gökten buna bedel olarak bir koç getirir. Dünya semasına ulaştığında yetişememe endişesi ile Cebrail (a.s); “Allahu ekber Allahu ekber” diyerek tekbir getirir. İbrahim (a.s) bu sesi işitince başını gökyüzüne çevirir ve onun bir koçla geldiğini görünce; “Lâ ilâhe illâllahu vallahu ekber” diye cevap verir. Bu tekbir ve tevhîd kelimelerini işiten ve kurban edilmeyi bekleyen İsmail (a.s) da; “Allahu ekber velillâhi’l-hamd” der. Böylece kıyamet gününe kadar sürecek büyük bir sünnet başlatılmış olur.