Bunlar bir yönüyle, Hakk’a açık olması bakımından Enbiyanın makamını temsil ederler. Asfiyâ, Enbiyâ ile Evliyâ arasında bir makam işgal eder. Bunlar perdesiz, hailsiz Hakk’a nazır ve ilâhî tecellilere aşinadırlar. Eskiden kalelerde her ayın doğuş noktasını görebilmek için bir menfez tesbit edip gedik açarlardı. İşte Asfiyâ da, Hakk’a karşı böyle bir rasat kabiliyet ve imkânıyla serfirazdır. Sizin en pes dediğiniz şeylerde bile onlar Hakk’ın tecellilerini görürler.
Bunlarda ilk mevhibe, cebrîdir de, ama sonra inkişafla, iradeleriyle de Halık’a açılırlar. Hakka açık olunca, mülk âlemini seyrettikleri gibi, melekut âlimini de her zaman temâşâ edebilirler. Bu müşahede ve seziş firasetten farklı bir şeydir. Zira, ferasete bazen tecrübe ile ulaşılabilir. (Fasıldan Fasıla I, “Asfiyalar”)