Kısa Cevap:
Değerli kardeşimiz,
Sorunuzda bahsettiğiniz durum ile ilgili şunlar söylenebilir: Bir hayvanın kronik ve ciddi bir hastalığı olması, fiziksel problemlerinden dolayı ihtiyaçlarını giderememesi ve mevcut imkanlarla tedavi imkânının kalmaması durumunda alanında uzman kişilerin görüşleri doğrultusunda hareket edilebilir. Buna göre, hayvanın daha fazla eziyet çekmemesi adına -tedavi yöntemlerinin cevap vermemesi kaydıyla- ötenazi uygulanabilir.
Geçmişte Hanefi ve Maliki fukahası başta olmak üzere birçok alim bu tür gerekçeleri meşru gerekçe kabul ettiği gibi günümüzde de birçok fetva heyeti ve ilim adamı, bu tür gerekçeleri bir hayvanın hayatına son vermek için meşru kabul etmekte ve buna göre fetva vermektedirler.
Burada bahse konu olan şey hayvanlarla ilgilidir. İnsan hayatının -gerek yaşam ümidini kaybetmesi gerekse çektiği şiddetli acılar nedeniyle- başkası eliyle sonlandırılması manasında ötenazi ise caiz görülmemiştir.
Detaylı Cevap:
Dinimiz bütün canlılara karşı şefkat ve merhametle yaklaşılmasını esas almış, hiçbir canlıya hiçbir halde eziyet edilmemesini salık vermiştir. Bütün hayvan türlerinin birer ümmet olması Kur’ân-ı Kerim’de vurgulanmış (En’âm, 6/38) ve Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem), hayvanların hukukuna riayet edilmesini, onlara şefkat ve merhametle muamele edilmesini tavsiye etmiş (Ebû Davut, cihad 44) ve zararsız hayvanların öldürülmesini yasaklamıştır (Müslim, selâm 148).
Birçok ayette bütün mahlukatın Allah’ı tesbih ettiği ifade edilmiştir.
- سَبَّحَ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ “Göklerde ne var, yerde ne varsa Allah’ı tenzih ve tesbih eder. O azîz ve hakîmdir (üstün kudret, tam hüküm ve hikmet sahibidir)” (Hadîd, 57/1; Haşr, 59/1).
- هُوَ اللّٰهُ الْخَالِقُ الْبَارِئُ الْمُصَوِّرُ لَهُ الْاَسْمَٓاءُ الْحُسْنٰىۜ يُسَبِّحُ لَهُ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۚ وَهُوَ الْعَز۪يزُ الْحَك۪يمُ “Allah o gerçek İlahtır ki halık’tır, bârî’dir, musavvir’dir. Hasılı, en güzel isimler ve vasıflar O’nundur. Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi O’nu tesbih ve tenzih eder. O, azizdir, hakimdir.” (Haşr, 59/24).
- تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا يُسَبِّحُ بِحَمْدِه۪ وَلٰكِنْ لَا تَفْقَهُونَ تَسْب۪يحَهُمْۜ اِنَّهُ كَانَ حَل۪يماً غَفُوراً “Yedi kat gök, dünya ve onların içinde olan herkes Allah’ı takdis ve tenzih eder. Hatta hiçbir şey yoktur ki O’na hamd ile tenzih etmesin. Ne var ki siz onların bu tenzih ve takdislerini iyi anlayamazsınız. Bunca azametiyle beraber, kullarının gaflet ve cürümlerine karşı, O, halimdir, gafurdur (çok müsamahalıdır, affedicidir).” (İsra, 17/44).
Bunlar gibi daha birçok ayette canlı-cansız tüm mahlukatın Allah’ı tesbih ettiğinin vurgulanmış olması, hadis-i şeriflerde bir kadının kedisini hapsederek susuz ve aç bırakarak ölmesine yol açtığı için cehenneme girdiğinin (Buhârî, bed’ul-halk, 16) ve bir kişinin susuz kalmış bir köpeğe kuyudan su çekip vermesiyle cennete girdiğinin zikredilmesi (Buhâri, şirb, 9) meselenin ehemmiyetini ortaya koymaktadır.
Hayvanların haklarına riayet etmeyen, aç bırakan, yük taşımada kullanılan hayvanlara güçlerinin üstünde yük yükleyen, canlarını acıtarak dövenlerin bu fiilleri günah olduğu gibi, İslâm hukukunda da suç sayılmış ve ilgili makamların müdahale etmelerinin gerekliliği ifade edilmiştir. Hz. Ömer’in gücünün üstünde devesine yük yükleyen bir kimseyi cezalandırması bu konudaki örneklerdendir.[1]Bkz. DİA, “Hayvan” maddesi, 17/93).
Bazı durumlarda zararlarından kaçınmanın mümkün olmaması, meşru müdafaa, kamu sağlığını tehdit vb. bir zararın bertaraf edilmesi maksadına yönelik gerekçeler ile birtakım hayvanların öldürülmesine de genel kuraldan istisna ile izin verildiği bilinmektedir. Akrep, çaylak, kuduz köpek, zehirli kertenkele, zehirli bazı böcek türleri, bazı yılan türleri vb. zararlarından kaçınmak ve kuş gribi, Kırım-Kongo kanamalı ateşi, domuz gribi gibi ölümcül hastalıkların yayılmasını engellemek için bu hastalıklara yakalanan hayvanların öldürülebileceğine fetva verilmektedir.
Ayrıca kronik bir hastalığa yakalanmış, hayatından umut kesilen ve tedavisi mümkün olmayan aşırı yaşlı, kötürüm, sakat vb. hayvanların çektikleri acıya son vermek kastıyla öldürülüp öldürülmeyeceği tartışma konusu olmuş; Hanefi ve Malikiler bu konuya olumlu yaklaşırken Şafii ve Hanbeliler olumsuz yaklaşmış ve devletin bu tür hayvanların himayesini üstlenmesi gerektiğini ifade etmişlerdir.
Günümüzde de birçok fetva heyeti ve âlim, tedavisi mümkün olmayan bir hastalığa yakalanan hayvanın hayatına son verilebileceğini ifade etmektedirler.
Selametle kalınız.
Konu hakkında daha etraflıca okuma yapmak isteyenler, bu mevzuda yazılmış akademik bir makaleyi aşağıdaki linkte bulabilirler: Sabri ERTURHAN, Hayvan Öldürme ile İlgili Fıkhî Hükümler
Dipnotlar
⇡1 | Bkz. DİA, “Hayvan” maddesi, 17/93). |
---|