Sofi bir Müslüman olarak bir tarikatı takip etmenin zorunluluğu veya farz olup olmadığı meselesi, İslam’ın temel hükümlerinden ziyade tasavvuf geleneğine ait bir konudur.
İslam’ın ana kaynaklarında (Kur’an ve Sünnet) bir tarikat takip etmenin farz veya vacip olduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır. Tasavvufî düşünce ve tarikatlar, İslam’ın manevi boyutunu derinlemesine yaşama ve ihsan mertebesine ulaşma yollarından biridir. Ancak bir Müslüman’ın tarikat mensubu olup olmaması, kişisel bir tercih ve manevi ihtiyaçlara bağlıdır.
Bir tarikatı takip etmek, manevi terbiyeyi bir mürşid aracılığıyla almak isteyenler için önemli olabilir; ama bu, dinin temel meselelerinden biri olarak farz ya da vacip bir emir olarak görülmez. Yani, tarikat takip etmemek dini sorumluluğu ihlal etmek anlamına gelmez. Asıl önemli olan, İslam’ın emirlerine uymak ve güzel ahlakı yaşantıya geçirmektir.