Değerli kardeşimiz,
Nikâhın şartları ve rükünleri bellidir. Bunlar yerine geldiğinde nikâh gerçekleşmiş olur. Yani kıyılan nikâhın geçerli olması bakımından imam nikâhı veya resmi nikâh olması arasında bir fark yoktur. Aralarında evlenme engeli bulunmayan birbirine denk bir bayan ve erkek, iki şahit huzurunda, evlenmeyi kabul ettiklerinde evlilik akdi gerçekleşmiş olur. Ve böylece kadın mehir almaya hak kazanır. Ancak günümüz şartlarında resmi nikah olmadan imam nikahı kıymamak gerekir. Zira evlilik karşılıklı haklar doğuran bir müessesedir ve herhangi bir problem meydana geldiğinde ilgili hukuki mercilere müracaat etmek gerekecektir. Bu noktada mağduriyetler yaşanmaması ve çeşitli suistimallere kapıların baştan kapatılması adına resmi nikahı, imam nikahından önce kıymalı. Sorunun ikinci kısmında ifade edilen ailenin rızası meselesini ayrıca ele alalım.
İslâm hukukuna göre nikâhın sahih olması için gereken şartlardan birisi de, evlenecek olan kadının velisi durumunda olan kişinin izninin ve rızasının alınmasıdır. Bu mesele Hanefî mezhebi dışında kalan üç mezhebe göredir. Velinin izni, Mâlikî ve Şafiî mezhebine göre nikâhın bir rüknü, Hanbelî mezhebine göre ise şartıdır. Her üç mezhebe göre kadının velisinin izni alınmadıkça yapılan nikâh sahih olmaz, batıldır.
Hanefî mezhebine göre ise henüz bulûğ çağına ermemiş kız çocuklarının, kendini idare edemeyecek durumda aklen noksan olanların ve bunakların velilerinin izni olmadan nikâhları caiz olmaz. Bunların dışında kalan kadınlar, velilerinin izni olmadan da evlenip nikâh akdedebilirler. Çünkü nikâhta kadının ifadesi muteberdir.
Bu fıkhî bir hüküm olmakla beraber, gerek İslâmî bir âdet, gerekse ailevi bir âdâb olarak velinin izin ve rızasının alınması en doğru olanı ve isabetlisidir. Zaten bazı istisnalar dışında kızın evliliğinde velisinin iznine müracaat edilmekte, önce o muhatap alınmaktadır. Daha sonra kızın rızası da alınırsa nikâh akdine başlanmaktadır. Hanefiler de bunun müstehap olduğunu ifade etmişlerdir.
Nikâhta velinin izninin şart koşulması mezhepler arasında farklı olmakla beraber, bölgenin ve ailenin kendi şartları ve âdetleri açısından önemlidir. Öyle zamanlar olur ki, kız tecrübesizliğinden, ilk anda bazı hususları tam düşünemediğinden, velilerinin memnuniyetsizliklerine rağmen diretir, isteyen bir erkekle nikâhlanır. Fakat ileride kocasının kendisine denk olmadığını görür ve bir huzursuzluktur gider.
Böyle durumlarda velinin müsaadesini, rızasını almak hem bir İslâmî vecibedir, hem de büyüklere karşı edep ve terbiyeye en uygun olanıdır. Fakat bazı anlar da olur ki, pek çok bakımdan kızla erkek birbirlerine denk olduğu, fikren ve mizaç itibariyle birbirleriyle uyuşabilecekleri mümkünken, babanın bazı peşin fikirleri öne sürerek mâni olması halinde, onun rızasının bağlayıcı olmaması daha isabetli olacaktır. Bu durumda zaten Hanefî mezhebine göre nikâh caiz olduğundan ona tâbi olarak hareket edilir.
Selametle kalınız.