Soru: Allah Resûlü, Arabistan’da havalar sıcak olduğu için iklimi gözeterek beyaz giyinmişti. Iskandinav ülkelerinde iklimi gözeterek siyah giyinmek sünnet olur mu?
Soru Detayı: Arabistan’da havalar sıcak olduğu için beyaz giymek mantıklıdır. Çünkü beyaz bütün renkleri yani ışığı yansıtır. Işığı soğurmayıp da yansıtması ise daha serin kalmaya vesile olur. Bu açıdan bakınca Peygamber Efendimiz bölgenin iklimine göre en uygun bir şekilde giyinmişti. Şu an benim yaşadığım ülkede yani Finlandiya’da havalar genellikle soğuk. Bu mantıkla daha sıcak kalabilmek için ışığı yansıtan değil soğuran bir kıyafet giymek daha mantıklı olur. Efendimiz iklime uygun giyinmişti, ben de iklime uygun giyiniyorum diye düşünerek siyah giyinirsem sünnet sevabı işlemiş mi olurum yoksa sünnete muhalefet mi etmiş olurum? Sünnet olması için kıyafetin ille de beyaz mı olması gerekir?
Cevap:
Allah Resûlü’nün yemesi, içmesi, yatıp kalkması, giyim-kuşamı gibi gündelik hayatındaki eylemleri, sünnetin nafile kısmında “âdâb” olarak isimlendirdiğimiz alt başlığı oluşturur ve Efendimiz’in (sallallahu aleyhi vesellem) âdâbına riayet edip onu hayatına uygulayan kimse, gündelik hayattaki normal işlerini dahi ibadete çevirme gibi bir mazhariyete erer. Bu tür fiiller, Resûlullah’a muhabbetten ötürü ve O’na uymak maksadıyla yapıldığı takdirde insana sevap kazandırır. Terk edilmesi ise, -Allah Resûlü’ne muhalefet etme gibi bir kötü niyete matuf olmadığı sürece- sünnete muhalefet manasına gelmez.
Elbisenin beyaz renkli olmasının Suudi Arabistan iklimiyle ilgisi muhtemel olmakla beraber, ilgili rivayetlere bakıldığında iklimden çok, “temizlik” ve “hoş görünüm”e vurgu yapıldığı görülmektedir. Şu hadiste bunu açıkça görmek mümkündür.
- “Beyaz renk elbise giyiniz. Çünkü beyaz daha temiz ve daha hoş görünümlüdür. Ölülerinizi de beyaz kefene sarınız.” [1]1 Nesâî, Cenâiz 38, Zînet 97; Hâkim, Müstedrek IV,185. Ayrıca bk.Tirmizî, Edeb 46;İbni Mâce, Libâs 5
- “Beyaz renk elbiseler giyiniz; çünkü elbiselerinizin hayırlısı beyaz olanlardır. Ölülerinizi de beyaz kefene sarınız.” [2]2 Ebû Dâvûd, Tıb 14, Libâs 1;Tirmizî, Cenâiz 18, Edeb 46. Ayrıca bk. Nesâî, Cenâiz 38, Zînet 97; İbni Mâce, Cenâiz 12, Libâs 5
Allah Resûlü’nün (s.a.v) beyaz renkli elbiseyi daha çok tercih edip tavsiye etmesiyle beraber hadislerde siyah[3]3 Müslim, Libâs ve zînet, 36, yeşil [4]4 Ebû Dâvûd, Libâs, 16, kırmızı [5]5 Buhârî, Libâs, 35 ve sarı [6]6 Ebû Dâvûd, Libâs, 15 gibi farklı renkli elbiseler de giydiği görülmekte; bunun yanında, göze batan renklerden çok hoşlanmadığı da rivayet edilmektedir [7]7 Tirmizî, Edeb, 45. Allah Resûlü (sallallahu aleyhi vesellem) giyimde sadelik, temizlik ve doğallığı tercih ve tavsiye eder, vücut hatlarını belli etmeyen rahat ve bol elbiseler giyer ve ashabına da böyle emrederdi.
Beyaz elbiseye vurgu yapılması şu şekilde de anlaşılabilir: Malum, insanın giydiği elbise uzun süre yıkanmadığında kirlenir ve kokar. Arabistan şartları, sıcaklık, o dönemin iş temposu vs düşünüldüğünde, Efendimiz (sallallâhü aleyhi ve sellem), koyu, kir göstermeyen elbiseler yerine ashabına, kiri gösteren beyaz elbise giymeyi tavsiye etmiştir. Çünkü beyaz ve açık renkler temizliğin aynasıdır. Aslında bu, bir yönüyle soru sahibinin söylediği hususla da kesişir. Şöyle ki, ışığı soğuran renkler sıcak yerlerde insanı çok terleteceğinden, daha çok kire, kokuya sebebiyet verir.
Meselenin bir başka yönü de şudur:
Sünnet kavramı; kapsamı itibarıyla, Efendimiz’in (sallallâhü aleyhi ve sellem) söz, fiil ve takrirlerini içine aldığı gibi, dönem ve şartlar farklılaşsa da mevcut şartlar altında yine O’nun söz, hal ve tavırlarının ışığı altında hareket etmeyi de içine alır. Yani karşılaşılan herhangi bir meselede çözüm adına ortaya konacak şeyler belirlenirken, Efendimiz’in (sallallâhü aleyhi ve sellem) meseleleri çözme adına ortaya koyduğu yol, yöntem ve hareket tarzı O’nun söz, hal ve tavırlarından süzülerek tespit edilir ve içinde bulunulan ortam ve şartlara uyarlanırsa bu da sünnetin kapsamı içerisinde yer alacaktır. Bunun yanısıra bir veya birkaç hadisten değil de pek çok hadisten elde edilen temel hedefler ve küllî prensipler vardır. Bu hedef ve prensiplerin pratiğe aktarılması belli kalıp ve şablonlara, daha doğru bir ifade ile belli bir şekle emanet edilmeyip her yerin veya her dönemin kendi şartlarına uyarlanabilecek umumi ilkeler şeklinde Efendimiz’in (sallallâhü aleyhi ve sellem) hayatında yer almıştır. Dolayısıyla bu ilkeler de başka değil yine Efendimiz’in söz, tavır ve davranışlarının cümlesinden çıkarılmıştır. Bunlar, yaşanılan çağın şartlarına uyarlanıp pratiğe aktarıldığında şekil ve formlarda veya kullanılan araçlarda değişiklik/farklılık olsa da yine de sünnete göre veya sünnetin ışığı altında hareket edilmiş olunacaktır.
Örneğin “sağlığın korunması” birçok ayette ve hadiste yer almıştır. El, ağız ve beden temizliği [8]8 Buhari, Savm, 27, helal ve temiz gıdalarla beslenme [9]9 Bakara 2/168, bulaşıcı hastalıkların olduğu yerlere/bölgelere girmeme uyarısı [10]10 Buhari, Tıbb, 19,30 gibi emir ve tavsiyelerin ana hedefi “sağlığın korunması”dır. Bunun gerçekleştirilmesi ise yaşanılan bölge, şartlar ve zamana göre şekil ve format açısından farklılık gösterecektir.
Buna göre değerlendirdiğimizde, iklim şartları gözetilerek elbise giyiminde yapılan tercihlerin sünnet kapsamına dahil olabileceği mevzuunun her ne kadar özelde yukarıdaki hadislerden çıkarılması -Efendimiz’in ortaya koyduğu gerekçeye bakılınca- belki biraz zor görünse de, “sağlığı koruma”yı salık veren diğer hadislerin ışığında düşünüldüğünde, iklim şartlarını gözeterek giyinmenin Allah Resûlünün (sallallahu aleyhi vesellem) sünnetine dolayısıyla da sünnetullaha/Allah’ın koyduğu kevnî kanunlara uygun olacağı ve kişiye sevap kazandıracağı rahatlıkla söylenebilir. Buna göre şayet bir yerde siyah elbise giymek iklime daha uygun ve sağlığı koruma açısından daha yararlı ise, -beyaz elbise giymenin sünnet olması mahfuz- bu da sünnetin genel kapsamı içerisinde kendisine yer bulacaktır.
Özetle, beyaz elbise, hadislerde, özellikle “temizlik” ve “hoş görünüm”e vurgu yapılarak tavsiye edilmiştir. Dolayısıyla Allah Resûlü’nün (sallallahu aleyhi vesellem) bu tavsiyesi, bu yönleri gözetilerek hayata aktarıldığında kişiye sünnet sevabı kazandıracaktır. Ama Kur’ân ve Sünnet’in gerçekleştirmeyi gaye edindiği maslahatlar “hoş görünüm”den ibaret değildir. Dinimizin bu iki ana kaynağında ortaya konan pek çok hedef vardır. Bu açıdan düşünüldüğünde, “sağlığın korunması, bulunulan yerin şartlarına ayak uydurulması” gibi Kur’ân ve Sünnet’in ortaya koyduğu temel hedefleri gerçekleştirme adına ve bu yönüyle Allah Resûlü’ne ittiba maksadıyla yapıldığında, iklimsel şartlara göre gerek renk tercihi gerekse incelik-kalınlık vb. özelliklerin gözetilmesi de -başta ifade edildiği üzere- kişinin gündelik hayattaki normal işlerini dahi ibadete çevirme gibi bir netice verecektir.
Bir son söz olarak, yukarıda zikrettiğimiz hususlardan hareketle Sünnet’e uygun giyinme konusunda şunu da söyleyebiliriz: Sünnet, Müslümanlara, giyim kuşamda üniforma misali tek tip bir şekil ve yaklaşım sunmuyor; genel esasları söyledikten sonra bunları uygulamayı kişinin durumuna, yaşadığı ortamın gereklerine, İslâmî dolayısıyla insanî genel maslahatların gerçekleştirilmesine bırakıyor.
Selametle kalın.
Dipnotlar
⇡1 | 1 Nesâî, Cenâiz 38, Zînet 97; Hâkim, Müstedrek IV,185. Ayrıca bk.Tirmizî, Edeb 46;İbni Mâce, Libâs 5 |
---|---|
⇡2 | 2 Ebû Dâvûd, Tıb 14, Libâs 1;Tirmizî, Cenâiz 18, Edeb 46. Ayrıca bk. Nesâî, Cenâiz 38, Zînet 97; İbni Mâce, Cenâiz 12, Libâs 5 |
⇡3 | 3 Müslim, Libâs ve zînet, 36 |
⇡4 | 4 Ebû Dâvûd, Libâs, 16 |
⇡5 | 5 Buhârî, Libâs, 35 |
⇡6 | 6 Ebû Dâvûd, Libâs, 15 |
⇡7 | 7 Tirmizî, Edeb, 45 |
⇡8 | 8 Buhari, Savm, 27 |
⇡9 | 9 Bakara 2/168 |
⇡10 | 10 Buhari, Tıbb, 19,30 |