Kadının Araba Kullanması
Dinimizce bir kadının araba kullanması yasak değildir ve bunun bir mahzuru yoktur. Zaten araba son asırlarda çıktığı için klasik fıkıh kitaplarında bunun hakkında bir hüküm bulamayız. Umumî manada kadın araba kullanabilir ama meseleyi birkaç açıdan ele alıp irdelemekte fayda vardır. Evet, kadının araba kullanmasının câiz olması başkadır, kadın araba kullansın veya kullanmasın demek başkadır. Biz kadın araba kullansın ya da kullanmasın demek yerine kadının fıtratı ve ev içindeki rolü açısından meseleyi tahlil etmek istiyoruz.
Kadının evdeki rolü, çocuklarına anne, eşine de yâr olmasıdır. Erkek iş îcâbı dışarıda, kadın da rolü gereği içeridedir. Kadının dışarıda olması, zarûretlere ve ihtiyaçlara bağlıdır. Bu açıdan düşündüğümüzde kadının araba kullanması bu zarûretler ve ihtiyaçlar çerçevesinde ele alınmalı ve şoförlük ne getiriyor ne götürüyor hesap edilmelidir. Yani, ehliyet alma sürecinden trafik kazası ve arıza sırasında yaşanan sıkıntılara, oradan ıssız yollarda araba kullanmaya kadar daha pek çok şartlar düşünülmeli ve ona göre davranılmalıdır.
Burada üzerinde durulması gereken diğer bir husus da tesettürdür. Kadın, yabancıların arasına çıktığında dinimizin istediği ölçüde giyim kuşamına dikkat etmelidir. Bu hassasiyet araba kullanırken de geçerlidir. Ancak tesettürlü bir şekilde araba kullanmanın ne kadar rahat ya da zor olduğu, hassasiyetlerin ne kadar korunabileceği düşünülmelidir.
Meselenin bir de günümüz şartları içinde kadının emniyet ve güven içinde bulunmasına bakan kısmı vardır ki üzerinde durulması gerekir. Yani günümüzde bir bayan hiç rahatsız edilmeden rahat bir şekilde arabasında yolculuk yapabiliyor mu? Ona karşı gereken nezaket trafikte gösteriliyor mu? Burada kadının bir sefer mesafesi uzaklığa yalnız başına arabayla gitmesinin Hanefî mezhebine göre câiz olmadığı hususu da nazardan uzak tutulmamalıdır.
Netice olarak diyebiliriz ki bir kadın, eğer ihtiyaç ve zaruret varsa, dinin emirlerine riayet ettiği takdirde araba kullanabilir. Yani bir yerlere gitmesi gerekiyor, ancak kendisini götürecek bir mahremi bulunmuyorsa veya çok sıkışık hâlde bulunan vasıtalara binmesi gerekiyorsa, bu durumlarda imkânı olan kadın, arabasına binecek ve gitmesi gereken yere gidecektir. Ancak bunu hiçbir zaman başkalarına caka satma veya hava atma sebebi olarak kullanmayacak, erkeklere benzeme fantezisine girmeyecek, şöförlüğünü dünya sevgisinden, lüksten uzak bir ruh haletiyle yapacaktır. Kalbine kibir, üstünlük duygusu, farklılık mülâhazası, gösteriş gibi dünyevî duyguların geldiği her an istiğfarda bulunacaktır. Esasen bu iç duygu ve mülâhazalar erkekler için de geçerlidir.
Kaynak: Kadın ve Aile İlmihali