Değerli kardeşimiz,
Kadınların özel günlerinde ibadetten muaf tutulmaları bir lütuftur. Malikü’l mülk olan Allah’tır. O, mülkünde dilediği gibi tasarruf eder. Buna göre Allah, kadınları bir fıtrat üzere yaratmış ve o fıtratla ayın belli günlerinde hayız-aybaşı dediğimiz abdestsizlik halinin hakim olduğu bir hastalık vermiş, bu muayyen günlerde bazı mükellefiyetleri yapmaması gerektiğini ifade buyurmuştur. Aslında bu türlü sınırlayıcı hükümler erkekler için de geçerlidir. Mesela; cünüplük halinde veya namaz abdestinin olmaması durumunda Kur’an’a el sürülmemesi, okunmaması gibi.
Kadınlar, fıtratları ve içtimaî hayatta tabii iş bölümünün gereği olarak, birçok külfetleri sırtında taşıyan varlıklardır. Onlar bir taraftan çocuklarına bakma, ev işlerini yapma, öte taraftan da ibadetlerini eksiksiz yerine getirmekle mükelleftirler. İşte Allah, birçok hikmetin gözetildiği hayız döneminde, kadının üzerinden namaz, oruç gibi farz, Kur’an okuma gibi nafile ibadetleri kaldırmıştır. Bununla beraber kadın, bu dönemde de sanki bu ibadetleri yapıyormuşçasına sevap kazanır. Tabii temiz halinde bu mükellefiyetleri yerine getiriyorsa. Öyleyse, burada bir haksızlık, adaletsizlik değil, tam anlamıyla bir adalet hakimdir.
Ayrıca bir manada Kur’an okuma, sekinenin inmesine, meleklerin nüzulüne davetiyedir. İnsanın abdestsizlik hali ise onların nüzulüne manidir. Onun için bu devrede böyle bir davetiyenin yapılmaması gerekir. Evet, Buharî ve Müslim’deki bir hadis-i şerifte Üseyd b. Hudayr’ın yanı başında atı bağlı olduğu halde Kur’an okuduğu anlatılır. Bu arada at, deprenmeye başlar. Bunun üzerine Hz. Üseyd susar. Okumaya başladığında at, tekrar hırçınlaşır. Birkaç defa devam eden bu olaydan sonra oğlu Yahya’nın ata yakın bir yerde yatması dolayısı ile Hz. Üseyd okumayı keser.
Bu arada başını yukarıya kaldırdığında beyaz bulut gölgesine benzer bir sis içinde, kandiller gibi birtakım şeylerin parlamakta olduğunu görür. Sabah olduğunda Hz. Peygamber’e bunu anlatan Hz. Üseyd, Efendimiz’den şu cevabı alır:
“Onlar meleklerdi, senin Kur’an okuyuş sesine yaklaşmışlardı. Eğer okumaya devam etseydin, sabaha kadar seni dinlerlerdi. İnsanlar da onlara bakarlardı. Onlar, insanların gözünden gizlenmezlerdi.” (Buhari, fedailü’l-kur’an, 15; Müslim, müsafirin, 242.)
Selametle kalınız.