İçindekiler
Kadir kelimesinin manası, güç yetirmek, hüküm vermek, takdir etmek, şeref ve azamet demektir.
Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, Kadir gecesinin Ramazanın son on günü içindeki tek rakamlı gecelerden biri olduğunu (Buhârî, leyletü’l-kadr, 3.) ve muhtemelen yirmi yedinci gecesine tevafuk ettiğini bildirmiştir. (Müslim, Sıyâm, 207; Ahmed b. Hanbel 4/132.) Fakat biz Müslümanlara düşen, onu son on günde aramak, hatta İmam Azam’ın yaklaşımıyla her geceyi kadir olarak idrak etmektir.
Bu arayış ve idrak ediş, hem o gecenin kadrini bilmemizi sağlar hem de tedbirli davranmamıza vesile olur. Kadir gecesinin hangi gece olduğunun Peygamber Efendimiz’e unutturulmasının bir hikmeti de bu olsa gerek. Yani her geceyi kadir bilerek değerlendirmek.
Kadir gecesi, kadri ve şerefi yüce bir gecedir. Çünkü Kur’ân-ı Kerim, bu geceden itibaren Resulü Ekrem Efendimize inmeye başlamıştır. Diğer bir yaklaşımla da Kur’an, levh-i mahfuzdan dünya semasına bu gecede indirilmiştir.
Kadri yüce bu gece, kadirşinaslıkla doludur. Kadir bilenlerin kadri ve değeri bilinir. Evet, bu gece, kadrini bilen insanlara bağrını açar ve içinde bulundurduğu bütün varidat ve ilhamları onların sinesine boşaltır. Öyleyse, bu gecenin kadrini bilen ve böylece kendisine değer verilen insanlardan olmaya çalışmak, inancımızın gereğidir.
Kur’ân’ın 97. suresi olan Kadir Suresi’nde, Kadir gecesi şöyle anlatılır:
Biz Kur’ân’ı indirdik kadir gecesi.
Bilir misin nedir kadir gecesi?
Bin aydan daha hayırlıdır kadir gecesi!
O gece Rab’lerinin izniyle Ruh ve melekler,
Her türlü iş için iner de iner…
Artık o gece bir selamettir gider…
Ta tan ağarana kadar…
Bu gecede, kader defterlerinin bir nüshasının yazıldığı da söylenmektedir. Hatta nazarı geniş ve derin olanların, kalp ve ruhun derecelerinde yol alanların bu yazılıp çizilmeleri duyabileceği, hissedebileceği bildirilmektedir ki, bu konu Mirac’da Efendimiz’in kader kalemlerinin sesini duymasıyla başlamış ve cehd ve kabiliyeti olan ümmetine büyük bir yol açılmıştır
İnanarak ve Sevabını Umarak
Bir hadisi şerifte, Kadir gecesini, inanarak ve sevabını Allah’tan umarak uyanık geçirip değerlendirenlerin geçmiş günahlarının affedileceği haber verilmiştir.( Dârimî, savm, 54.) Bu hadisteki, inanarak ve sevabını Allah’tan umarak kaydı çok önemlidir. Zira gece hakkındaki ufak bir şüphe bizi, sonsuz nimetlere ulaşmaktan mahrum bırakabilir. Bu yüzden, bütün ümidimizle ve mutlaka affedileceğimiz inancıyla Allah’a yönelmemiz gerekir.
Yine Peygamber Efendimiz Kadir Gecesinin gününde orucun bütün sene tutulacak oruca eş olduğunu belirtmiştir. (İbni Mâce, sıyam, 39.) Bu gecenin bir ânı vardır ki ona rastlayanın duası kabul buyrulur. Bunun için bütün geceyi ibadetle, dua, tevbe ve istiğfarla geçirmek gerekir. Ayrıca, bu gece İslam’ı en güzel şekilde temsil etmek için ciddi karar vermek, dinin güzelliğini, Rabbimizin merhamet ve büyüklüğünü içimizde duymaya gayret etmek de ihyaya ayrı bir derinlik kazandıracaktır. Bütün bir geceyi değerlendiremeyenler, hiç olmazsa gecenin büyük bir kısmını, mesela biraz teravihten sonra, biraz da sahur vaktinde uyanık kalmak suretiyle idrak edebilirler.
Önemli Bir Husus
Kadir gecesi olarak 27. geceyi değerlendirenler mutlaka büyük sevaplar kazanırlar. Fakat her geceyi değerlendirenler bu gecede tasavvuru mümkün olmayan derecelere ulaşır ve esas kadir gecesinin değerini de onlar bilirler. Diğer gecelerinin hiç birinde en ufak bir gayreti olmamış insanların bu gecede turnayı gözünden vurma düşünceleri, ucuzculuktan başka bir şey değildir. Bizim bu gecelerde talip olduğumuz şeyler ise hiç de ucuz görünmüyor.
Cennet, Cemalullah, Allah rızası, ebedi mutluluk..vs bunlar, bir çırpıda, bir gecede kazanılacak şeyler değildir. Bir ömürlük gayret ister. Gerçi, biz amellerimizle cenneti kazanamayacağız. Cennet, Allah’ın bir lütfudur. Ancak, Allah, bizlerde bir gayret, bir sancı, bir dert görmek ister. İşte kadir gecesi, dertli, gayretli insanların üzerine, rahmet deryasının taşması için son damladır. Bir yılın derdi, ızdırabı, bu gecede diner. Aylardır gönüllerde beslenen ümitler bu gecede coşar ve hedefine ulaşır. Her ne şekilde bu geceye ermiş olursak olalım, mutlaka bin bir ümitle değerlendirmeye çalışalım, Allah’tan ümit kesmeyelim ama bu son hususu da hatırdan çıkarmayalım. Zira, sahabenin ve İmam Azam gibi büyük imamların yaklaşımı böyledir.
Değerlendirme Usûlümüz
Kadir gecesinde kılınacak nafile namazların belirli bir şekli yoktur. Asıl maksat, bu gecede içimizi Allah’a dökerek, kendi küçüklüğümüzü ve O’nun büyüklüğünü bir kere daha haykırmak ve sonsuz merhamete nail olmaya çalışmaktır. Bu gecede elden geldiğince kaza namazı kılınmalı, Kur’ân okunmalı, tevbe istiğfarda bulunulmalı ve Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem’e bol bol salâvat gönderilmelidir.
Evet, günahlara pişmanlık, güzelliklere yelken açma kararı, aczimizi idrak, kusurlarımızı itiraf, rahmetten ümitvar olmak, Allah’ın azametini duymaya çalışmak gibi hususlar, bu gecenin özetidir. Peygamber Efendimiz’den gelen gecenin duası ise şöyledir:
“Allahümme inneke afüvvün, tuhibbül afve, fa’fü annî = Allahım, Sen çok affedicisin, affetmeyi seversin, beni (bizi) affet!” Amin. (Tirmizî, daavât, 84.)
Bu duayı, biz zamiriyle yapmak duayı umumileştirir ve kabule daha yakın kılar.. Allah, Kadir gecesinin sırrına erdirsin hepimizi..