Balıklarda kara hayvanlarının kesim ve avlanılmasında aranılan şartlar aranmaz. Yani balıkları avlayan kimsenin Müslüman olması şart olmadığı gibi, balıkların boğazlanması da şart değildir. Dolayısıyla aşırı sıcak veya soğuk, buzlar arasında sıkışma, su içine hapsedilme, suyun çekilmesi veya suya bir kısım zararlı maddelerin bırakılması gibi sebeplerle ölen balıklar da helâl görülmüştür. Çünkü “Denizin suyu temiz; meytesi de helâldir.”[1]Ebû Dâvud, “Tahâret”, 41; Tirmizi, “Tahâret”, 52; İbn Mâce, “Tahâret”, 38; Nesâî, “Tahâret”, 46. hadisinin yanı sıra İbn Ömer de şöyle demiştir: “Bize iki meyte helâl kılındı: Balık ve çekirge.”[2]İbn Mâce, “Sayd”, 9. Başka bir rivayette de Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyurmuştur: “Muhakkak Allah denizde yaşayan canlıları insanlar için boğazlamıştır.”[3]Dârakutnî, Sünen, 4/267; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, 15/278 (40980).
Öte yandan Hz. Câbir’in rivayet ettiği ve müttefekun aleyh olan diğer bir hadis-i şerifte, bir grup sahabe, çıktıkları bir seferde deniz kenarında büyük bir balina bulmuşlar ve bir ay boyunca bu hayvandan yemişlerdi. Medine’ye döndüklerinde bu hâdiseyi Allah Resûlü’ne (s.a.s) anlatmışlar ve O da şöyle buyurmuştur: “O Allah’ın sizin için çıkardığı bir rızıktır. Yanınızda onun etinden bir şey var mı? Bize de tattırın.” Hz. Câbir, “Bunun üzerine Resûlüllah’a ondan bir parça gönderdik.” demiştir.[4]Müslim, “Sayd”, 17; Buharî, “Zebâih”, 12.
Diğer mezheplerden farklı olarak Hanefî mezhebine göre, herhangi bir dış tesir olmaksızın kendiliğinden ölen ve karnı yukarı gelecek şekilde suyun üzerine çıkan balıklar helâl değildir.[5]Aliyyü’l-kârî, Fethu bâbi’l-inâye, 3/69; Serahsî, el-Mebsût, 11/247. Yani Hanefî fukahası, balığın ölüm sebebinin bilinmesini şart koşmuştur. Diğer mezhepler yukarıda geçen âyet-i kerime ve denizin meytesinin helâl olduğunu ifade eden nassların umumuyla istidlâl ederek, nasıl öldüğüne bakılmaksızın, ölmüş bütün balıkları caiz görürken, Hanefiler, Hz. Câbir’in rivayet ettiği şu hadis-i şerife dayanmışlardır: “Denizin (sahile) attığı veya (deniz sularını) kendisinden geri çektiği (için açıkta kalan) şeyleri yeyiniz. (Fakat) denizde (kendiliğinden zahirî bir sebep olmaksızın ölüp de) su yüzüne çıkan şeyleri yemeyiniz.”[6]Ebû Dâvud, “Et’ime”, 35; İbn Mâce, “Sayd”, 17.
Hanefiler, suyun sıkıştırması, dışarı atması, sert bir nesneye çarpması gibi bir sebep olmaksızın kendiliğinden ölen bir balığın muhtemelen bir hastalıktan ölmüş olacağını dolayısıyla da böyle bir balığın insana zarar vereceğini söylemişlerdir.[7]Serahsî, el-Mebsût, 11/248.
Dipnotlar
⇡1 | Ebû Dâvud, “Tahâret”, 41; Tirmizi, “Tahâret”, 52; İbn Mâce, “Tahâret”, 38; Nesâî, “Tahâret”, 46. |
---|---|
⇡2 | İbn Mâce, “Sayd”, 9. |
⇡3 | Dârakutnî, Sünen, 4/267; Ali el-Müttakî, Kenzü’l-ummâl, 15/278 (40980). |
⇡4 | Müslim, “Sayd”, 17; Buharî, “Zebâih”, 12. |
⇡5 | Aliyyü’l-kârî, Fethu bâbi’l-inâye, 3/69; Serahsî, el-Mebsût, 11/247. |
⇡6 | Ebû Dâvud, “Et’ime”, 35; İbn Mâce, “Sayd”, 17. |
⇡7 | Serahsî, el-Mebsût, 11/248. |