Depozito, kira sözleşmesinin başında kiracı tarafından mülk sahibine teslim edilen para veya kıymetli evraka verilen isimdir. Bunun verilmesinin sebebi, kiralama süresi içinde kiracının kiraladığı mülkiyeti sözleşme şartlarına aykırı şekilde kullanmasından ortaya çıkan zararların tazmin edilebilmesidir. Eğer böyle bir zarar söz konusu olmazsa, kira süresinin sona ermesiyle birlikte kiracı da verdiği depozitoyu geri alır. Depozitonun miktarı tarafların karşılıklı anlaşmasıyla belirlenir.
Buradan da anlaşılacağı üzere, depozitonun temel maksadı, mülk sahibi tarafından alacaklarına karşılık bir güvence oluşturmasıdır. Dolayısıyla depozito, kiraya verenin elinde rehin ve aynı zamanda bir emanet hükmündedir. Bu sebeple, depozito olarak verilen para, kiracının mülkiyetinde kalmaya devam edeceğinden mülk sahibinin mülkiyetine geçmez. Ne kiralayanın bundan ekonomik bir fayda elde etmesi ne de mülk sahibinin bunu bir sermaye olarak kullanması caiz değildir. Fakat kiracı, depozitonun bir süreliğine kullanılmasına müsaade ederse, bu takdirde mülk sahibinin bunu kullanması caiz olur.
Öte yandan, evin veya daha başka bir gayr-i menkulün kira sözleşmesine uygun şekilde kullanılmasından ortaya çıkan masrafların depozitodan düşülmesi caiz olmaz. Zira kiracının ödediği kira zaten bunlara karşılık gelmektedir. Depozito ancak sınırı aşan kullanımlardan (taaddî) doğan zararı telafi için kullanılabilir.
Burada problem olarak karşımıza çıkabilecek diğer bir mesele de, depozitonun verildiği gün ile ve alınacağı gün arasında oluşacak değer farkıdır. Özellikle enflasyon oranının yüksek ve kira müddetinin uzun olduğu durumlarda böyle bir problem ortaya çıkacaktır. Mesela kira sözleşmesinin başında verilen 1.000 TL miktarındaki bir paranın alım gücü, aradan on yıl geçtikten sonra oldukça aşağı düşecektir. Bu açıdan depozitonun enflasyon karşısında değerini kaybetmemesi için önceden gerekli önlemlerin alınması, daha sonra ortaya çıkacak bir kısım ihtilafların önüne geçecektir. Depozitonun altın veya döviz üzerinden verilmesi veya katılım bankalarının katılım hesaplarına yatırılması bir tedbir olarak düşünülebilir.