Sahabe döneminde Kur’an hattı şu anda elimizdeki gibi mükemmel değildi. Hareke (esre, ötre, üstün), nokta, duraklar, secde işaretleri vs. yoktu. Bunların hepsi aynı anda olmasa da tarih içinde, birer kolaylaştırıcı vasıta olarak alimlerce geliştirilmiştir. Elimizdeki Mushafların hemen hepsinde sayfa sonunda ayet bitmektedir. Bu da, Sahabe devrinde değil, çok çok sonraları 1849-1920 yılları arasında yaşamış, Üsküdar doğumlu ünlü hattatımız Hasan Rıza Efendi tarafından gerçekleştirilmiştir.
Bu zat aynı usulle on dokuz adet Kur’an yazmıştır. Bu Mushaflara “âyet berkenar” adı verilir. Hafızlık yapanlar için çok büyük bir kolaylık ve göze hitap edici güzel bir estetiğe sahiptir.
Merhum Hasan Rıza Efendi, bu standardı tutturabilmek için, tam bir satırı dolduran Kevser Sûresini ve tam bir sayfayı dolduran Müdâyene (borç alıp verme usulü) ayetini (Bakara, 2/282) ölçü olarak kullanmıştır.
Kur’an’ın bu gibi estetik yönleri mu’cize diye adlandırılamasa da, ona gösterilen ilginin bir göstergesi olması bakımından eşsizdir. Dünyada Kur’an kadar okunan, yazılan, basılan, yorumlanan, tercüme edilen, gündem oluşturan başka bir kitap ne bulunmuş, ne de bulunur. İşte bu özelliğiyle, okuma yazma bile bilmeyen Hz. Muhammed gibi bir zatın ufkundan Allah tarafından insanlığa sunulan bu manevi güneş ve mübarek Kitap’ın eşi ve benzeri yoktur.
Abdülaziz Hatip