Konuyla alâkalı fıkıh kitaplarından özetleyecek olursak şöyle diyebiliriz:
Denizde yaşayan balık cinsinin hepsi de yenir. Yeter ki, balık cinsi olsun, başka bir cinse kaymasın. Nitekim balık cinsinin Yılan balığı, Yunus balığı, Sazan balığı.. gibi bütün çeşitleri sofraya konabilir. Ancak, denizde yaşadığı hâlde balık cinsine dahil olmayanlar da vardır. Onlar yenmez. Bunlara habis nazarıyla bakılır, tab’an pis mahlûklar olarak görülür. Nitekim Kaplumbağa, İstiridye, İstakoz, Midye, Yengeç, Karidesler yenmezler. Hanefî fıkıh kitaplarında hüküm böyledir.
Şâfiî’de ise denizde yaşayanlar yenir. Sadece timsah yenmez.
Değerli bir fıkıh kitabı olan Nimetü’l-İslâm’da aynı hükümleri şöyle görmekteyiz:
“Balık cinsinden olmayan deniz mahlûkları yenmezler. Bunlar: Yengeçler, Midyeler, İstiridyeler, İstakozlar..”
Ömer Nasuhî Bilmen merhum da aynı mevzuda şöyle te’yidde bulunmaktadır:
“Devamlı olarak suda yaşayan balıklar yenir. Fakat diğer su hayvanları yenmezler, habis sayılırlar. Meselâ, Yengeçler, Midyeler, İstiridyeler, İstakozlar helâl değildirler…”
Ahmet Şahin