Değerli kardeşimiz,
Zinet kelimesinin manası hakkında farklı görüşler ortaya konmuştur. Onun elbise, zinet takılan bilek, boyun gibi yerler ya da vücudun tamamı olduğu şeklinde farklı yaklaşımlar vardır. Fakat görüşlerin hepsinin de birleştiği nokta, kadının el ve yüz haricinde bütün vücudunun örtülmesi gerektiğidir.
Zinetin bir manası elbise olsa bile onunla elbisenin bizzat kendisi değil, mecazi olarak onun eda ettiği görev kastedilir. Zira elbisenin kendisi bizzat haram değildir. O ancak bulunduğu yere ve eda ettiği fonksiyona göre hüküm alır. Burada elbise, kadının üzerinde bulunmaktadır ve onun görevi vücudu örtmektir.
Kolye, bilezik ve küpe gibi zinet eşyalarını da aynı şekilde değerlendirebiliriz. Onlar da bizzat haram olmayıp bulundukları yere göre hüküm alırlar. Öyleyse netice itibariyle zinetin esas manası elbise değil, el ve yüz hariç, elbisenin örttüğü bütün vücuttur.
Kur’an’ın en büyük yorumcuları olan sahabe bu kelimeyi genel olarak böyle anlamış ve nakletmişledir. Hazreti Aişe, İbn Mesud ve İbn Abbas (radıyallahu anhüm), bunlardandır. Sahabenin ayetlere getirdikleri yorumlar, bizim için birer delildir. Özellikle onların bir mesele üzerinde ittifak etmiş olmaları, Müslümanlar için daha bir önem arz eder.
Sahabe döneminde bir ayetin hükmü ya da bir kelimenin manası ele alınırken eğer aykırı bir görüş ortaya çıkmıyor ve ister konuşarak ister susarak hepsi aynı noktada birleşiyorsa, o konuda icma ve ittifak oluşmuş demektir. Sahabenin üzerinde icma ve ittifak ettiği bir konu, bütün Müslümanlar için bağlayıcı hale gelir.
Zinetin manasını farklı kelimelerle ifade edenler olmuşsa da onun el ve yüz hariç bütün vücut olduğu konusunda ittifak vardır. Buna göre ayetin manası “El ve yüzleri hariç vücutlarını teşhir edecek şekilde elbiselerini açmasınlar” demek olur. Hanefilerden kadının ayağının da açılabileceğini söyleyenler olsa da bu üzerinde ittifak edilmiş bir konu değildir.
Selametle kalın.