Esas olan namazı vaktinde ve diğer şartları yerine getirerek kılmaktır. Bunun için bütün şartlar zorlanır. Mesela yola çıkılacaksa bilet namaz vakitlerine göre alınır, mola yerleri hesab edilir. Varış vakti ayarlanır vs. Ancak bütün bunlara rağmen otobüste kılmak gerektiyse de zarurete binaen kılınabilir.
Otobüs içinde namaz kılınırken, ayakta durulamayacağından dolayı oturarak îma ile kılmak iktiza eder. Tabi namazda secde, rükû, kıyam farz olduğu halde otobüste namaz kılan kimse namazın bu farzlarını yerine getiremez. Aynı şekilde otobüste kıbleye yönelme farzı da yerine getirilemez. Bunlarla beraber namazımız olur. Ancak dediğimiz gibi, namazın bütün şartlarının yerine gelebileceği durumları gözetmek ve bu konuda hassas davranmak gerekir.
Uçakta ise namazı kalkıp, kıbleyi bulup, seccadeyi serip, namaz kılma imkânı yoktur. Dur ben ineceğim, namaz kılacağım deme imkânı da yoktur. Onun için biz uçakta da mecburen bazen beş-on saatlik yol kat etme mecburiyetinde kalınca oturarak ve îmâ ile namaz kılarız. Çünkü burada zaruret vardır. Namazı vaktinde kılmak farzdır. Namazı vaktinde kılmamak büyük günahtır. Bu namaz sonra kaza edilse bile zamanında kılmamak suretiyle günah işlenmiş olur. Bu günahı irtikab etmemek için uçağın içinde o namazı oturarak îmâ ile kılmak gerekir.
Trenle yolculuk yaparken de ayakta imkân varsa ayakta, değilse oturarak kılınabilir. Kıble tayini mümkün olduğu kadarıyla yapılır, yapılamazsa tahminî olarak durulur ya da trenin gittiği istikamet kıble olarak düşünülür.