Bir Müslümanın aldığı, sattığı şeylerin helal olması gerekir. Haram olan bir şeyi kendisi kullanamayacağı gibi, başkasına da kullandıramaz, buna aracı olamaz, o şeyin pazarlamasını yapamaz.
Burada, haram olduğunu kesin olarak bildiğimiz ürünlerle, haram olma şüphesi taşıyan ürünleri birbirinden ayırmak gerekir. Haram olduğunu kesin olarak bildiğimiz, içki, domuz eti gibi ürünlerin satışını yapmak kesinlikle helal olmaz. Haram olduğuna dair kesin bilgimiz olmayan ancak bununla ilgili şüphemizin bulunduğu ürünlerden de elden geldiği kadar kaçınmak gerekse de kaçınılması zor durumlarda belki biraz daha esnek davranılabilir.
Bu genel hükmün yanında, bazı durumlarda insan sattığı şeyin içeriğine tam hâkim olamayabilir. Bazı durumlarda, kendisinin iradesi haricinde olarak helalin yanında haram veya şüpheli şeyler de bulunuyor olabilir. Bu tür durumlarda şu yolu takip etmek gerekir:
- Öncelikle, yapılan işin aslı itibariyle helal olup olmadığına bakılır.
- Yapılan iş aslı itibariyle helal ise, bir sonraki aşamada, pazarlaması yapılan şeylerin çoğunluk itibariyle helal olup olmadığına bakılır.
- Satılan ürünler büyük çoğunluğu itibariyle helal ama az da olsa haram ve şüpheli şeyler de bulunuyorsa, o zaman, o haram ve şüpheli ürünlerin pazarlama listesinden çıkarılıp çıkarılamayacağına bakılır. Eğer çıkarılabiliyorsa çıkarılması gerekir.
- Şayet çıkarılması mümkün değilse, artık o kadarına müsamaha ile bakılabilir.
- Şu kadarı var ki, eğer kişi bu kadar bile kazancıma haram şüphesi karışmasın düşüncesiyle başka bir işe yönelirse bu da onun takvasındandır, inşaallah ecrini, sevabını alır.
Bu kuralı soruda sorulan konuya uyarlarsak:
- Yapılan iş yani yemek pazarlama, aslı itibariyle helal bir iştir.
- Zikredildiğine göre, pazarlaması yapılan ürünlerin büyük çoğunluğu helaldir. Yalnız az bir kısmında haram ve şüpheli şeylerin olması ihtimal dahilindedir. Bu tür durumlarda hüküm ekseriyete göre verilir.
- Eğer satılan şeylere müdahale edebiliyorsanız, haram ya da şüpheli gördüğünüz ürünleri satış listesinden çıkarmanız gerekir.
- Eğer bunun yapılması mümkün değilse ya da meseleyi işin içinden çıkılmaz hale getirecek zorluktaysa o zaman bu kadarına müsamaha ile bakılabilir. Zira yapılan iş ve satılan ürünler genel itibariyle helal olmasına karşılık işin az bir kısmında oluşan bu olumsuzlukla ilgili sizin elinizden bir şey gelmemektedir. Yine de bir Müslüman, helaline az da olsa haram ya da şüpheli şeylerin karışmasından rahatsızlık duymalı, bunun için Cenab-ı Hakk’a teveccüh etmeli, af, afiyet ve mağfiret dilemelidir.
- Bu söylenilenlerin yanında işin durumunu, ürünlerin içindeki helalin haramın oranını, sizin bu işe ihtiyacınızı, başka alternatif olup olmadığını siz daha iyi bilmektesiniz. Böyle bir durumda hesabınızı, muhasebenizi yapıp, içinde hiç haram şüphesi barındırmayan bir işe yönelmek isterseniz o da sizin takvanızdandır.
Yalnız şurası unutulmamalıdır ki, bu çağda, özellikle Müslümanların azınlıkta olduğu yerlerde her şeyin yüzde yüz helal olmasına göre hesap kitap yapmak, öyle bir iş alanı bulmak -hele bazı iş kalemlerinde- çok zordur. Müslümanları işin içinden çıkamaz duruma da sokmamak gerekir. Zira pek çok âyet ve hadiste vurgulandığı üzere kolaylık ve yaşanabilirlik dindeki önemli prensiplerden biridir. Cenab-ı Hak şöyle buyurur:
“Allah, dini, insanların kaldıramayacakları zorluklardan arındırmıştır.” (Hac sûresi, 22/78);
“Allah kimseye kaldıramayacağı yükü yüklemez.” (Bakara sûresi, 2/286)
Konuyla ilgili Efendimiz’in (s.a.s) beyanı da şu şekildedir:
“Din kolaylıktır. Dini kendi adına zorlaştırarak kaldıramayacağı yükleri yüklenen kişi, o yükün altında ezilir. Öyleyse orta yolu tutun, yapabileceğiniz kadarını yapmaya çalışın.” (Buhârî, iman 28)
Bu esaslar muvacehesinde kararınızı verebilirsiniz. Allah helalinden kazandırsın, kazancınızı bereketlendirsin.
İlave bilgi için:
İçki satmak, içki satılın yer ve işte çalışmak(1)
İçki satmak, içki satılan yer ve işte çalışmak- Zaruret Durumu (2)