Değerli kardeşimiz,
Bankalar genellikle faizle çalıştığından, gelirlerinin büyük kısmı faizden kaynaklandığından dolayı, bankaların vermiş olduğu hediye parayı ya da malzemeyi kullanmak, kanaatimizce caiz olmayacaktır.
Bazı fıkıh kitaplarında, tefecinin evinde yemek yemenin, haram kazanç elde eden insanın hediyesini kabul etmenin hükmü üzerinde ulema detaylı denecek şekilde durmuştur.
Buna göre, malına herhangi bir yolla haram karıştığı bilinen birisinin ikramını, ya da hediyesini kabul etmek için bakılır, eğer malının veya kazancının çoğu haramdan değilse alınır ve yenilir. İkram ettiği şeyin haramdan olduğu bilinse, malının çoğu helâlden olsa dahi kabul edilemez, yenemez. Aksine, malının çoğu haramdan olsa ve fakat ikram ettiği şeyin helâlden olduğu bilinse ya da ikram eden öyle olduğunu söylese alınır ve yenilir. Faizle para kazanan için de durum aynıdır. Helâl kazancı daha çoksa ikramı alınır, değilse alınmaz. Durumu bilinmiyorsa, bir mü’min ancak helâl yolla kazanır diye hüsnü zan edilir ve yine kabul edilir.[1]1 Fetavây-ı Hindiyye, 5/342-343))) Birisine bir hediye ya da ziyafet verenin, malının çoğu haramdan ise, alanın kabul etmemesi ve yememesi gerekir. Fakat verilen hediye veya ziyafet, miras ve … Okumaya devam et
Bu hassasiyet ifadeleri, elbette faize ve faiz şüphesi bulunan şeylere karşı dinimizin genel yaklaşımlarının bir tezahürüdür. Faiz, azıyla çoğuyla haramdır. Faiz şüphesi bulunan şeylerden ise kaçınmak, Müslüman olmamızın gereğidir. Zira Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem), “Şüpheli şeylerden kaçınan dinini ve ırzını korur, kaçınmayan ise harama düşer buyurmuştur.”[2]3 Ebu Davud, Büyu’ 3 Bankanın vermiş olduğu hediyeyi doğrudan faiz olup olmadığını bilmediğimiz için haram deyip kestirip atamasak bile, büyük bir şüpheden de uzak değildir. Zira bankaların genel işleyiş sistemi faiz üzerine kuruludur. Faiz olmadan bankacılık olmamaktadır. Bu yüzden kuvvetli şüphe barındıran banka hediyesini alıp kullanmak caiz görünmemektedir.
Bankada bırakmamak gerekir
Bununla beraber bankaların verdiği parayı bankada bırakmamak gerekir. Zira orada durdukça faizde kullanılacaktır. Bu da harama/günaha yardım manası gelir ki bu Maide suresinin 2. ayeti ile yasaklanmıştır. Alıp kullanmak ve bankada bırakmak caiz olmadığına göre alıp müsait yerlere sarf etmek gerekir.
Faiz ya da faiz bulaşığı olan para nereye harcanmalıdır?
Faizin, halkın parasından kazanılan bir şey olduğu düşünülürse, ele geçen faizi halka döndürmek bir çare olarak görülebilir. Bu noktada, faizin fakire verilebileceği görüşünde olanlar varsa da biz, halkı temsil eden devlete döndürülmesinin daha iyi olacağı kanaatindeyiz. Fakir de olsa faizin doğrudan bir insanın kursağına gitmesinin isabetli olmadığını düşünüyoruz. Faizi devlete nasıl döndüreceğini herkes kendi açısından takdir edebilir. Bu noktada, eldeki faizin devletin yüklediği bazı aşırı vergileri, bir öğrenci yurdunun çöp vergisini vs. ödemede kullanılması düşünülebilir.
Faizin harcanacağı yerlerden biri de oluşmuş faizi ödemektir. Yani bir insanın daha önceden vermek zorunda kaldığı bir faiz varsa, eline geçen faiz parasını buna ödeyebilir. Promosyonlar da bu çerçevede düşünülebilir. Meşru olmayan bir para yine kendisi gibi meşru olmayan bir yerde kullanılmış olur. Tuvalet yapımı gibi necasetin olduğu yerlerin yapımında/tamirinde kullanılmasını tavsiye edenler de vardır.
Elbette, nasıl olsa harcanacağı yerler var diyerek, faizli kredi çekmek, faiz oluşturmak sonra da alınan promosyonu oraya ödemek caiz değildir. Yani önceden planlı bir şekilde bunu yapmak helal olmaz.
Faiz parasının, faturalarda kullanılması caiz olmaz. Zira faturaya sebep olan şey, kullanılmış, istifade edilmiş bir şeydir. Ya elektriktir ya doğalgazdır ya sudur ya da telefondur..vs. verilen para ise bu kullanmanın ve istifadenin karşılığıdır. Faiz gibi meşru olmayan para, meşru bir borcun yerine ödenemez.
Sonuç itibariyle, faizden mümkün olduğundan uzak durulmalıdır. Bile bile faiz almak ve vermek haram olduğu gibi faize yardım etmek de haramdır. Faiz şüphesi olan şeylerden kaçınmak, dinimizi yaşamamıza ve korumamıza yardım eder. Faizin vücuda girmemesi konusunda ise diğer hususlardan daha fazla hassas davranılmalıdır. Zira yenilen içilen haram unsurlar, manevi duyguları öldürür ve insan karakterine olumsuz tesir eder.
Selametle kalın.
Dipnotlar
⇡1 | 1 Fetavây-ı Hindiyye, 5/342-343)))
Birisine bir hediye ya da ziyafet verenin, malının çoğu haramdan ise, alanın kabul etmemesi ve yememesi gerekir. Fakat verilen hediye veya ziyafet, miras ve borç gibi helâl yoldan kazanılan bir maldan ise alınmasında ve yenilmesinde mahzur yoktur. Malının çoğu helâl olandan ise almasında ve yemesinde zaten mahzur yoktur. Yeter ki aldığı ya da yediği şey, haram kazanç kısmından olmasın. O takdirde onu da alamaz ve yiyemez. Böyle olmadıkça yiyebilir çünkü az da olsa malına haram bulaşmayan insan (özellikle de günümüzde) yoktur.” (((2 Fetavây-ı Hindiyye, 5/343 |
---|---|
⇡2 | 3 Ebu Davud, Büyu’ 3 |