Radikalizm, köktencilik ve hepten dincilik demek. Bu kelime, mânâ ve muhteva itibariyle Batı’dan bize geçmiş bir kelimedir ve kat’iyen İslâm’la alâkası yoktur. Bununla beraber radikalizm şayet, dine ait herşeyi hiç taviz vermeden, başkalarının ifrad diyebileceği bir ölçüde yaşamaksa şayet, bu anlamda İbrahim b. Ethem’ler, Fudayl b. İyaz’lar en ileri radikal sayılırlar. Bu itibarla da, bugün kendilerine radikal diyen veya denilen insanların radikallikle ciddi bir alâkalarının olmadığı söylenebilir.
Evet, kılı kırk yararcasına Müslümanlığı yaşayan, şurada-burada dolaşmayı gözüne haram girer endişesiyle caiz görmeyen, acından ölecek olsa bile, haram veya şüpheli bir yiyeceği ağzına koymamaya çalışan, israfın her çeşidinden uzak duran, elinden-dilinden kimseye zarar gelmeyen yürekten Müslümana radikal denebilir ki, bu anlayıştaki insanlardan zarar geleceğini düşünmek sırf bir vehimdir.
Zira, dünyaya karşı meyl ü muhabbet göstermeyen böyleleri, onun cazibedar güzellikleri karşısında da asla pes etmezler. Öteden beri hizmet uğrunda belki de en fazla çile, ızdırap ve acıyı çeken onlar olmasına rağmen, kötülüğün en küçüğünü bile akıllarının köşelerinden geçirmemişlerdir. Aslında bütün müminler benim başımın tacıdır; ancak böyle düşünmeyenlerin, böyle düşünenler ölçüsünde çile ve ızdırab çektiğini söylemek de mümkün değildir. Hattâ onlardan bazıları devlet bünyesine sızdıklarından “devletin malı deniz…” demiş ve belki yüzlercesi hep böyle bir mülâhaza ile yaşamışlardır.. yaşamış ve ev-bark, araba, yazlık, kışlık sahibi olma yolunda koşmuşlardır.
Kudsîlere gelince onlar, hayatlarını hep “Tûbâ lilgurabâ/gariplere müjdeler olsun” ufkunda sürdürmeyi tercih etmiş ve fire vermeden, yollara takılmadan seyahatlerini sürdürmüşlerdir.(Bkz. Ahmed İbn Hanbel, el-Müsned 2/177, 222; İbn Ebî Şeybe, el-Musannef 7/83.) Evet, bir fahr olarak değil ama tahdis-i nimet sadedinde demek isterim ki, azamî zühd, azamî takva, azamî ihlas, azamî velayet yolunu hep bu arkadaşlar “yol bu, başka yol yok” deyip hedeflemiş ve heptenciler gibi yaşamaya çalışmışlardır. Dilerim Rabbimden bu inayet ü keremini devam ettirsin ve hem kemmî, hem keyfî yanımızla bizlere derinlikler lütfeylesin!
Kaynak: Fasıldan Fasıla III, “Radikalizm”