Değerli kardeşimiz,
Hazreti Aişe validemiz (r.anhâ), Resûlullah Efendimiz’e (sallallahu aleyhi vesellem) sorulan şu soruları ve Efendimiz’in verdiği cevapları naklediyor:
S: “Yâ Resûlallah, bir kişi rüyasında ihtilam olduğunu hatırlıyor ama uyandığında çamaşırında bir ıslaklık görmüyor, bunun durumu nedir?
C: Gusletmesi gerekmez.
S: “Yâ Resûlallah, peki ihtilam olduğunu hatırlamadığı halde çamaşırında ıslaklık gören kimse?
C: Gusletmesi gerekir.
S: “Yâ Resûlallah, bu hüküm kadınları da kapsıyor mu?
C: Evet, kadınlar erkeklerin kardeşleridir.
(Bkz. Tirmizî, taharet 82. Ayrıca bkz. Müslim, hayız 33; Ebû Dâvûd, taharet 96-97; Nesâî, taharet 135).
Hadis gayet açıktır. Gusül, vücuttan şehvetle çıkan meni sebebiyle gerekir. Eğer meni çıkmamışsa gusül gerekmez. İnsan ihtilam olduğunu hatırlasa da bu, guslün farz olması için yeterli değildir. İnsan yanlış hatırlıyor da olabilir.
Bazı alimler, görülen ıslaklığın meni olduğundan emin olunup olunmaması durumlarını ayrı ayrı değerlendirmişlerdir. Onlara göre hadis, görülen ıslaklığın meni olduğunun bilinmesi durumuyla ilgilidir. Eğer ıslaklığın meni olmadığı kesin olarak biliniyorsa gusül gerekmez. Şu kadar var ki, meni olup olmadığında tereddüt edildiği durumda ihtiyaten gusül farz olur. Buradaki ihtiyat kaydı, olsa iyi olur manasına değildir. Fıkıhta “ihtiyat”, hükme götüren araçlardandır, hususiyle ibadetlerde.
Allah’a emanet olunuz.