Soru Detayı: Dünyanın değişik yerlerinde ölülerin yakıldığını duyuyoruz. Semavi dinlerde ölülerin yakılması şeklinde bir uygulama var mıdır?
Geçenlerde ölen birisi cesedinin yakılmasını vasiyet etmiş; o bu düşüncesiyle âdeta, Hz. Adem’den bu yana bütün dinlerin fasl-ı müştereki sayılabilecek olan ölülerin toprağa gömülmesi meselesine karşı çıkmış oluyor. Halbuki Kur’ân-ı Kerim’de müşahede ettiğimiz gibi ilk insanlardan kardeşini öldüren Kâbil, bir karganın delâletiyle onu gömüyor ve bu süreci başlatıyor. (Bkz. Mâide sûresi, 5/31) Dinler arenası olan Hindistan’da, bazı sözde dinlerde cesetlerin yakılması söz konusu olsa bile, semavî bütün dinlerde ölü gömme bir fasl-ı müşterektir. Hatta, İslâm hariç, diğer dinler çok hükümlerinde tahrife uğramış olmalarına rağmen, ölüleri gömme hiç tahrife uğramadan bugüne kadar devam edegelmiştir.
Gerçi bir hadis-i şerifte Allah Rasulü cesedini yakma tavsiyesi yapan bir zattan bahseder. Bu zat oğullarına; “cesedimi yakın ve külümü savurun” der, onlar da yakar ve külünü savururlar. Daha sonrasını Allah Rasulü şöyle hikaye eder: “Allah onun zerratını biraraya getirir ve ona, ‘neden?’ diye sorar. O zât da: ‘Günahlarımla huzuruna çıkmak endişe ve korkusundan’ der.” (Buhârî, tevhîd 35; Müslim, tevbe 25, 27.)
Görüldüğü gibi burada mülâhaza çok farklıdır. Keşke bu mülâhaza bizim de ruhlarımızı sarsa!. Böyle endişeler bizim de davranışlarımızın mihrakı olsa! Fakat bu ve buna benzer mülâhazalar olmadıktan sonra, “telâkki bi’l-kabule” mazhar olmuş ve insanlık tarihi boyunca uygulana gelen bir gerçeğe karşı çıkmanın hiçbir mânâsı yoktur.
Kaynak: Fasıldan Fasıla 3, “Ölüleri Yakma”