İçindekiler
Sünnet olan oruçları şu şekilde sıralayabiliriz:
Savm-ı Dâvûd
Peygamberimiz (aleyhissalatu vesselâm) farz orucun dışında nafile olarak tutulan en faziletli orucun Savm-ı Dâvûd olduğunu bildirmiştir: Abdullah b. Amr rivayet ediyor:
“Resulüllah’a (aleyhissalatu vesselâm) benim, yaşadığım müddetçe mutlaka geceleyin namaz kılacağım ve gündüzün oruç tutacağım, dediğimi haber vermişler. Bunun üzerine Resulullah (aleyhissalatu vesselâm), ‘Bunu sen mi söylüyorsun?’ diye sordu. Kendisine, evet, bunu ben söyledim ya Resulallah, dedim.
Resulüllah (aleyhissalatu vesselâm), “Ama senin buna gücün yetmez. Sen bazen oruç tut, bazen tutma, kâh uyu, kâh namaz kıl. Bir de her aydan üç gün oruç tut. Çünkü yapılan bir hayırlı amele mukabil on misli sevap verilir. Bu üç gün oruç bütün senenin orucu gibidir.” buyurdu. Ben, bundan daha fazlasına takat getirebilirim, dedim.
Resulüllah (aleyhissalatu vesselâm): “Bir gün oruç tut, iki gün oruçsuz dur.” Buyurdu. Ben, “Bundan daha fazlasını yapabilirim.” dedim. Bunun üzerine, “Bir gün oruç tut, bir gün tutma. Bu en dengeli oruçtur.” buyurdular. Ben bundan daha iyisini yapabilirim.” deyince “Bundan daha iyisi daha faziletlisi yoktur.” buyurdular. (Buharî, enbiya, 37; Müslim sıyam, 181; Ebu Davud, savm, 53; Nesai, sıyam, 86)
Başka bir hadislerinde de Allah Rasulü (aleyhissalatu vesselâm): “En faziletli oruç, Davud’un (aleyhissalatu vesselâm) tuttuğu oruçtur. Davud (aleyhissalatu vesselâm) bir gün oruç tutar, bir gün tutmazdı.” (Buharî, savm, 56; Müslim, sıyam, 189; Ebu Davud, sıyam, 76) buyurmakla bu orucun faziletine işaret etmiştir.
Pazartesi-Perşembe Günlerinde Oruç
Rasulü Ekrem (aleyhissalatu vesselâm) bazı zamanlarda ibadet ü taata daha çok özen gösterir, diğer vakitlerdekinden daha hassas davranırdı. Hz. Aişe de bu mevzu ile alâkalı olarak: “Allah Rasulü, Pazartesi- Perşembe günleri oruç tutmaya çokça özen gösterirdi.” (Tirmizi, savm, 44; Nesai,sıyam, 36; İbn Mace, sıyam, 42; Ahmed b. Hanbel 6/80.) buyurmaktadır.
Allah Rasulü’nün hususiyle bu günlerde oruç tutmasının sebebi ise, bu günlerin insanların amellerinin Cenab-ı Hakk’a arz edildiği günler olmasıdır. Üsame b. Zeyd (r.a.) şöyle rivayet etmektedir: Ben Peygamber Efendimizin, Pazartesi-Perşembe günleri oruç tuttuğunu görünce, O’na bunun sebebini sordum. Bana şu cevabı verdiler:
“Ameller, Cenab-ı Hakk’a Pazartesi-Perşembe günleri arz olunurlar. Cenab-ı Allah’a amelim arz olunurken oruçlu, olmayı arzu ediyorum.” (Tirmizi, savm, 44; Nesai, sıyam, 70)
Başka bir rivayette de Resulüllah’a, Pazartesi günü tutulan oruçtan sordular. Peygamber Efendimiz: “Ben o gün dünyaya geldim ve o gün peygamberlik verildi veya bana vahiy indirilmeye başlandı.” (Müslim, sıyam, 197) buyurmuşlardır.
Eyyam-ı Bîyz veya Her Aydan Üç Gün Oruç Tutmak
Her ay üç gün oruç tutmak, Resulüllah’ın güzel âdetlerindendir. Oruç tutulan bu günlerin kamerî ayın 13, 14, 15. günlerinde olması daha faziletlidir. İşte bu günlere “eyyam-ı biyz” denilir. Bu ismin verilme sebebi, bu zaman dilimlerinde gecelerin ay, gündüzlerin de güneş ile aydınlatılmış olmasıdır. Bu günlerde tutulan oruçların sevabı, katlanmak suretiyle yıl boyu tutulan orucun sevabı kadardır.
Bir iyiliğe karşı on sevap verildiğine göre, -kim bir iyilik yaparsa, ona o yaptığının on katı vardır (En’am 6/160.)– ayda üç günü on ile çarparsak otuz gün eder. Yani bu günlerde oruç tutan kişi, her gün oruç tutmuş sevabını elde eder. Ebu Hureyre (r.a.) rivayet ediyor: “Peygamber Efendimiz (aleyhissalatu vesselâm) bana üç şeyi tavsiye buyurdu. Bunlar: 1. Her ayda üç gün oruç tutmak, 2. İki rekât kuşluk namazı kılmak 3. Yatmadan önce vitir namazı kılmak.” (Buharî, savm, 60; Nesai, sıyam, 81.) Ebu Zer (r.a.)’in rivayetine göre ise, Resulüllah şöyle buyurmuşlardır: “Ey Eba Zer! Aydan üç gün oruç tuttuğun zaman 13, 14 ve 15. günlerinde tut.” (Nesai, sıyam, 84; Ahmed B. Hanbel, 5/152.)
Arefe Günü ve Zilhicce Ayında Tutulan Oruç
Hacı olmayanlar, arefe günü oruç tutabilirler. Bu gün, kamerî aylardan Zilhicce’nin 9. günüdür. Peygamber Efendimiz, bu gün tutulan orucun, geçmiş ve gelecek birer yıllık günaha kefaret olacağını bildirmiştir. (Müslim, sıyam, 196.) Bu günün faziletiyle alâkalı olarak da: “Arefe gününden daha çok Allah’ın cehennem ateşinden insanları âzad ettiği bir gün yoktur.” (Müslim, hac, 436.) buyururlar.
Hacceden insanların arefe günü oruç tutmaları Resulü Ekrem tarafından yasaklanmıştır. Zira bu gün oruçlu olan kimse hac menâsikini yapmakta zorlanır, belki tam manasıyla ifa edemez. O zaman da öncelikle yapması gereken vazifeyi, ikinci dereceye atmış olur ki, bu da doğru bir şey değildir.
Şevval’de Tutulan Altı Gün Oruç
Kamerî aylardan olan Şevval, Ramazan’dan sonra gelen ayın adıdır. Bu ayda da altı gün oruç tutmak sünnettir. Zira Efendimiz (aleyhissalatu vesselâm) bir hadislerinde: “Her kim Ramazan orucunu tutar da sonra buna Şevval ayından altı gün ilave ederse, bütün yılı oruçlu geçirmiş gibi olur.” (Müslim, sıyam, 204; Tirmizi, savm, 52; İbn Mace, sıyam, 33.) buyurmuştur.
Aşûre Günü Tutulan Oruç
Aşûre günü, kamerî ayların birincisi olan Muharrem ayının 10. günüdür. Aşûre gününün orucu hakkında İbni Abbas (r.a.) bize şu malumatı aktarır:
“Resulüllah (aleyhissalatu vesselâm) Medine’ye hicret ettiğinde Yahudilerin Aşure gününde oruç tuttuklarını gördü ve: “Bu oruç nedir?” diye sordu. Kendisine şöyle cevap verildi: “Bu gün iyi bir gündür. Allah Teâlâ bu günde Musa (aleyhissalatu vesselâm) ile İsrailoğullarını düşmandan kurtarmıştır. Bu sebeple Musa (aleyhissalatu vesselâm) bu günde oruç tutmuştur.” Peygamber Efendimiz de (aleyhissalatu vesselâm): “Ben Musa’ya sizden daha yakınım.” buyurdu ve bu günde oruç tutulmasını emretti.” (Buharî, savm, 69; Müslim, sıyam, 127; Ebu Davud, savm, 63.)
Bu durum Ramazan orucu farz kılınıncaya kadar devam etti. Daha sonra ise Rasulü Ekrem (aleyhissalatu vesselâm) Aşure orucu mevzuunda insanları muhayyer bıraktı. Şu hadis-i şerif bu muhayyerliği ifade eder:
“Bu gün Aşure günüdür. Bu günde oruç tutmak sizlere farz olmamıştır. Dileyen oruç tutsun, dileyen tutmasın.” (Buharî, savm, 69; Müslim, sıyam, 116; Muvatta, sıyam, 34.)
Şaban Ayında Tutulan Oruç
Rasul-ü Ekrem’in tuttuğu oruçlardan birisi de, Şaban ayında tuttuğu oruçtur. Resulüllah (aleyhissalatu vesselâm) bu ayda oruca kendini daha çok verir, hatta Ramazan’la bitiştirirdi. Ümmü Seleme validemizin rivayet ettiği bir hadiste:
“Peygamber Efendimiz’in (aleyhissalatu vesselâm) yıl içinde Şaban ayı dışında tam bir ay oruç tuttuğu olmamıştır. Şaban ayını Ramazan’a bitiştirirdi.” (Ebu Davud, savm, 57.) denmektedir. Hz. Aişe (r.anha) de bu mevzuda şu haberi bize nakleder: “Peygamber Efendimiz (aleyhissalatu vesselâm) Şaban ayından daha fazla hiçbir ayda oruç tutmazdı. Şaban ayının tamamını oruçlu geçirirdi.” (Buharî, savm, 52; Müslim, sıyam, 176; Ebu Davud, savm, 59.)
Kaynak: Bir Müslümanın Yol Haritası.