Soru Detayı: Tarla ya da bahçelerin sınırlarındaki ağacın yola ya da komşu tarlaya sarkan dallarından meyvelerini yemenin hükmü nedir. Eğer yenilebiliyorsa belli bir miktarı var mıdır?
Bir bahçe duvarla çevrilmiş; meyve de, ceviz ve benzerleri gibi, duracak, bekleyecek cinsten ise; bu durumda, onu alıp yeme ruhsatı yoktur. Ancak, sahibinin, kendine helâl edeceğini iyice bilirse, o zaman yiyebilir. Bu hüküm meyvesi yere dökülen ağaçlar için geçerlidir.
Meyveleri toplanmış ağaçlara gelince, âlimlerin bu hususta bazı görüşleri vardır: Bazıları, “Yasaklığı belli edilmemişse, geride kalan meyveyi yemekte bir beis yoktur.” demiştir. Ancak, takvaya daha yakın olan ve tercih edilen görüş, sahibinin razı olacağını iyice bilmeden herhangi bir meyveden yememektir.[1]Fetavay-ı Hindiye.
Meyveli ağaçları bulunan bir bahçenin yanından geçen kişi, zaruret halinde ve kıymetini ödemek şartıyla, oranın yaş meyvesinden, etrafı duvarla çevrilmiş dahi olsa, yiyebilir.
Şayet yemesini gerektirecek bir zaruret yoksa fakihlerin cumhuruna göre, yoldan geçen kimsenin sahibinin izni olmaksızın oradan bir şey alması caiz değildir.[2]Reddü’l- Muhtar, 5/238, el-Mühezzeb, 2/251, el-Mizan, 2/59 Nitekim oradan beraberinde bir şeyler alıp taşıması da caiz değildir. Çünkü Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Müslüman’ın malı gönül rızası ile olmadıkça helal değildir.” Peygamberimiz (s.a.s.) bir başka hadis-i şerifinde şöyle buyurmaktadır: “Gerçek şu ki şu gününüzün hürmete değer olması gibi, kanlarınız, mallarınız ve namuslarınız birbirinize haramdır.” Görüldüğü gibi bu görüş, vera ve takvaya daha uygun ve dinen daha ihtiyatlıdır.
Hanbelîlere göre: Açlık ve ihtiyaç halinde iken bir meyve ağacının yanından geçen kimsenin beraberinde bir şey götürmemek üzere ondan yemesi caizdir. İmam Ahmed şöyle demiştir: Eğer bahçenin etrafı duvar ile çevrili değilse ve kişi de aç ise ondan yiyebilir, aç değilse yiyemez. Peygamberimiz’in (s.a.s.) ashabından birden fazla kişi bunu yapmıştır.[3]Vehbe Zuhayli, İslam Fıkhı Ansiklopedisi, Cilt 4, s. 339.
Yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde özet olarak şunu söyleyebiliriz:
Bir insan kendi tarlasına veya bahçesine komşusunun tarlasından sarkmış olan ağacın meyvesini ondan izinsiz yiyemez, yememeli. Hatta kendi bahçesine dökülenleri alıp komşusuna vermeli. Etrafı çevrilmiş bahçelerden, ölüm, açlık gibi bir zaruret olmadan yemek caiz değildir. Etrafı çevrilmemiş olan bahçelerin sahibi varsa yine zaruret olmadıkça, izinsiz yenemez. Eğer sahibi yoksa ve umuma açık bir yerse yemek caizdir. Bu konuda, örfün belirleyici özelliği vardır. Yani halkın yaşadığı örf, oradan yemeyi mahzurlu görmüyorsa yenebilir. Ayrıca, yine örfe bağlı olarak, sahibinin razı olacağı kesin olarak biliniyorsa, o bahçeden de yemek caizdir. Ancak bu konuda da ölçüyü kaçırmamak gerekir. Ölçü de, doymak değil tadına bakmak veya açlık zaruretini gidermektir.
Dipnotlar