Mecburiyet olmadıkça ayakta bevledilmemelidir. Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) belki zaruret olduğundan veya haram olmadığını göstermek
veyahut da o gün Araplar arasında adet olduğu için ayakta bevl etmiştir ama genelde bunu tercih etmemiştir. Hatta ayakta bevl etmeyi daha sonra
menettiği olmuştur. Hz. Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: “Ben ayakta abdest bozarken, Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) beni gördü ve “Ey Ömer,
ayakta akıtma” buyurdu. Ondan sonra hiç ayakta akıtmadım.(1) Tirmizi, bu yasağın adaba uygunluk açısından konulduğunu, yoksa haram manasına
gelmediğini ifade etmiştir. Hz. Âişe (radıyallahu anhâ) şöyle derdi: “Size kim, Resûlullah’ı (aleyhissalâtu vesselâm) ayakta bevl ettiğini söylerse, sakın onu
tasdik etmeyin. O (sallallahu aleyhi ve sellem), daima çömelerek abdest bozardı.”(2)
Ayakta ihtiyaç giderirken insan daha az açılıyor gibi olsa da başka erkeklerin yanında olmak, meseleyi daha mahzurlu hale getirir. Efendimiz bu sebeple
ayakta bevletmeyi insanın kendine karşı kabalığı olarak nitelendirmiştir.(3) Hz. Câbir (radıyallahu anh) anlatıyor: “Resûlullah (aleyhissalâtu vesselâm)
abdest bozmak isteyince hiç kimsenin göremeyeceği kadar uzaklara giderdi.”(4)
Ayaktayken idrarın sıçrama ihtimali, otururken sıçrama ihtimalinden daha az değildir. Her iki halde de insan dikkat ederse üzerine idrar sıçratmaz.
Dikkat ettiği halde sıçrarsa, Allah onu affeder.
Otururken açılmaya gelince, kapalı mekân olduğundan dolayı mahzur yoktur. Tabi yine de insan tedbirli olmalıdır.
İşin bir diğer yönü de, oturup yaparken idrar daha iyi boşalır, dolayısıyla sağlığa daha yararlıdır. Hem otururken, istinca ve istibra yapmak daha kolaydır.
Netice itibariyle, ayakta ihtiyaç gidermek haram olmasa da adaba, temizliğe, sağlığa uygun olan, oturarak yapmaktır.
[1] İbn Mace, Taharet 14.
[1] Tirmizi, Taharet 8.
[1] Tirmizi, Taharet 8.
[1] Ebu Davud, Taharet 1.