Udhiyye, Kurban bayramı günlerinde, Cenab-ı Hakk’a yaklaşmak (tekarrub) için kurban niyetiyle kesilen belirli vasıflara sahip hayvana denir. Aslında mutlak olarak kurban denildiğinde de anlaşılan udhiyye kurbanıdır. Udhiyyenin çoğulu “edâhi”dir. Udhiyyenin bir diğer ismi de “dahiyye”dir ki, onun da çoğulu dahâyâ şeklinde gelir.
Yukarıdaki tarife göre kesilen bir hayvanın udhiyye kurbanı olabilmesi için öncelikle Kurban bayramı günlerinde kesilmesi gerekir. Buna göre udhiyye kurbanının vakti kurban bayramının birinci günü fecir doğduktan sonra başlar ve bayramın üçüncü günü güneş batmadan biraz önce sona erer.
İkinci olarak kesilen bir hayvanın udhiyye kurbanı olabilmesi için Cenab-ı Hakk’a yaklaşmak yani ibadet niyetiyle boğazlanması gerekir. Buna göre satmak, yemek ve misafire ikram etmek gibi Allah’a yaklaşma niyeti bulunmadan kesilen hayvanlara udhiyye denmez.
Son olarak, kesilen bir hayvanın udhiyye kurbanı olabilmesi için belli cins ve vasıflara sahip olması gerekir. Kurban olarak kesilebilecek hayvanlar, koyun, keçi, sığır ve devedir. Koyun ve keçinin bir yaşını doldurmuş, sığırın iki yaşını doldurmuş, devenin de beş yaşını doldurmuş olması gerekir. Kurbanın rüknü, usulüne göre hayvanı boğazlamak olduğu için, bu hayvanların canlı olarak tasadduk edilmesiyle kurban ibadeti yerine getirilmiş olmaz.
Hanefi mezhebine göre akıl-baliğ olan, fitre verecek miktarda malı bulunan ve mukim olan kimsenin udhiyye kurbanı kesmesi vaciptir. Kurban bayramı günlerinde yeterli malı bulunmayan yani fakir olan veya yolcu olan ya da zengin kimselerin birden fazla kestikleri kurbanlar ise nafile (tatavvu) olur.
Diğer yandan İslam’da udhiyye kurbanının dışında kesilen, hedy, adak ve akika gibi daha başka kurbanlar da vardır ki, bunlara da udhiyye kurbanı denmez. Çünkü bunların sebebi ve mahiyetleri farklıdır. Udhiyye kurbanı, Cenab-ı Hakk’ın verdiği hayat nimetine bir şükür, Hz. İbrahim ve İsmail aleyhimesselam’ın Allah’a karşı sabır ve itaatlerini hatırlama ve Hz. İbrahim aleyhisselam’ın mirasını yaşatma, daha da önemlisi Allah Resûlü (s.a.s) kavli ve fiili sünnetine tabi olmak kastıyla kesilen bir kurbandır.
Kan akıtmanın (iraka-i dem) kendi başına bir ibadet haline dönüşmesi bir hayvanın ancak kurban bayramı günlerinde kesilmesiyle mümkün olur. Özel bir zamanda (kurban bayramı günlerinde) hayvan boğazlamak bir ibadet olduğu gibi, hacılar için de özel bir mekânda yani Harem bölgesinde hayvan boğazlamak bir ibadet halini alır ki, buna da “hedy” kurbanı denir. Bu iki kurbanın dışında bir de akika ve adak kurbanları vardır. Akika kurbanı, Allah’ın ihsan buyurduğu çocuk için kesilir. Adak kurbanı ise ister muayyen bir maksadın gerçekleşmesi için isterse mutlak olarak adanmış olsun, kişinin kendi ihtiyar ve iradesiyle Allah’a adamış olduğu bir kurbandır.