İçindekiler
Peş Peşe Tutulan Oruç
“Visal orucu” denen bu oruç şekli, iki veya daha fazla gün hiç iftar etmeden tutulan oruçtur. Şefkat ve merhamet timsali Peygamber Efendimiz (aleyhissalatu vesselâm) bu şekilde yapanları ihtar etmiş, onlara visal yapmamalarını tavsiye buyurmuştur. Hz. Aişe validemiz, bu durumu ifade eden bir beyanlarında: “Peygamber (aleyhissalatu vesselâm) Müslümanlara acıdığı için, visal orucunu (iftar etmeksizin devamlı oruç tutmayı) yasaklamıştır.” (Buharî, savm, 20; Müslim, sıyam, 60; Ebu davud, savm, 24; Tirmizi, savm,62) demiştir.
Her Gün Tutulan Oruç
İslam, her şart ve zeminde yaşanabilecek bir enginliğe sahiptir. Herkesin yaşayabileceği kolay bir dindir. O’nda insanların üstesinden gelemeyecekleri hiçbir hüküm yoktur. O’nda her şey itidalli bir şekilde olup, ifrat ve tefrit bulunmamaktadır. Bir insanın her gün oruç tutması, bir kısım menfi neticeler verebilir. Vücudunu zayıflatabileceğinden diğer bedenî vazifelerini aksatabilir, cemiyetle tam olarak kenetlenemez, belki ferd-i ferid olarak yaşama mecburiyetinde kalabilir. Veyahut da her gün oruç tuta tuta açlık onda alışkanlık haline gelir, dolayısıyla oruçtan elde edilecek pek çok fayda kaybedilmiş olur.
İşte bunlardan dolayıdır ki Allah Rasulü (aleyhissalatu vesselâm) insanların devamlı oruç tutmalarını istememiş, böyle yapanların oruç tutmuş sayılmayacağını (Buharî, savm, 57; Müslim, sıyam, 186; Nesai, sıyam, 71; İbn Mace, sıyam 28.) bildirmiştir.
Şek Günü Tutulan Oruç
Şek günü, Şaban ayının otuzuna denk gelen gündür. Bugünün oruçlu olarak geçirilmesini Resulüllah (aleyhissalatu vesselâm) yasaklamıştır. Bunda şu hikmetler gözetilmiş olabilir: Müslümanların Ramazan ayına zinde bir şekilde girmeleri, ibadetlerin başlangıç ve bitiş zamanlarını iyice araştırma ve buna göre hareket etmeleri, bunun bir âdet haline gelerek, Ramazanın başlangıcının değişmesi ihtimali vb. Bu mevzuda şu rivayetleri görmekteyiz. Ammar b. Yasir şöyle rivayet etmektedir:
“Kim şek gününde oruç tutarsa Ebu’l Kasım’a (Peygamber Efendimiz’e) karşı gelmiş olur.” (Buhâri, savm, 11; Tirmizi, savm,3; Nesâi, sıyam, 37)
Diğer bir rivayette de Efendimiz şöyle buyurmaktadır:
“Sizden herhangi biriniz Ramazan’dan bir veya iki gün önce oruç tutmasın. Ancak eskiden beri tutageldiği bir oruç varsa tutsun.” (Buhâri, savm, 14; Müslim, sıyam, 21.)
İkinci hadisten, eğer bir kişinin eskiden beri tuttuğu bir oruç varsa ve bu şek gününe denk gelmişse bunda herhangi bir mahzurun olmadığı anlaşılmaktadır.
Bayram ve Teşrik Günlerinde Tutulan Oruç
Tutulması yasaklanan oruçlardan biri de, Ramazan bayramının birinci günü ile Kurban bayramı günlerinde tutulan oruçlardır. Bayram günleri, yeme-içme, Müslümanlarla bayram sevincini yaşama, onlarla beraber sofraya oturma günleridir. Bu zamanlarda Müslüman oruç tutmayacak, diğer Müslümanlarla beraber aynı şeyleri paylaşmaya çalışacaktır. Bunun için Allah Rasûlü (aleyhissalatu vesselâm) bu günlerde oruç tutmayı yasaklamış, bu günlerin âdeta Allah’ın insanlara açtığı birer ziyafet sofrası olduğunu bildirmiştir.
Ukbe b. Amir’in rivayet ettiği bir hadiste Efendimiz (aleyhissalatu vesselâm): “Arefe günü, Kurban bayramı günü ve teşrik günleri biz Müslümanların bayramıdır. Bu günler yeme-içme ve Allah’ı anma günleridir.” (Buharî, ideyn, 25; Ebu Davud, savm,49; Tirmizi, savm, 58) buyurmuştur. Yine bu mevzuda Ebû Saîd el- Hudri’den de şu rivayet vardır:
“Allah Rasûlü (aleyhissalatu vesselâm) şu iki günde oruç tutmayı yasak etti. Bunlar Ramazan ve Kurban bayramı günleridir.” (Buharî, edâhi, 16; Müslim, sıyam, 141; Ebu Davud, savm, 48.)
Sadece Cuma Günü Oruç Tutmanın Hükmü
Cuma günü Müslümanların bayram günüdür. Sadece cuma günü oruç tutmak Efendimiz (aleyhissalatu vesselâm) tarafından yasaklanmıştır. Bir hadislerinde Peygamber Efendimiz: “Geceler arasında sadece cuma gecesini ibadete tahsis etmeyin, yine günler arasında oruç tutmak için sadece cuma gününü tahsis etmeyin. Ancak sizden biri âdeti olan bir oruç tutuyorsa bu müstesnadır.” (Müslim, sıyam, 148; Ebu Davud, savm,50; Tirmizi, savm, 41) buyurmuşlardır.
Hayız ve Nifaslıların Oruç Tutması
Kadınlardan hayız ve nifaslı olanlar bu dönemlerinde bazı ibadetlerden muaf tutulmuşlardır. Böyle bir durumda kadın oruç tutmayacak, namaz kılmayacaktır. Ancak bu devre Ramazan’a denk gelirse, tutamadığı gün sayısınca başka zaman tutacaktır. Bir rivayette Muaz (r.a.) şöyle demektedir: “Ben Hz. Aişe’ye (r.a.) hayızlı bir kadının sadece orucu kaza edip, namazı etmediğinin sebebini sordum. O şöyle cevap verdi:
“Biz Resulüllah ile beraber bulunduğumuzda, hayızlı iken sadece orucu kaza etmemizi söyler, namaz hakkında herhangi bir emirde bulunmazdı.” (Ebu Davud, Tahâret,104; Nesâi, Hayz,17; Ahmed b. Hanbel, 6/32)
Kaynak: Bir Müslümanın Yol Haritası