Çaresiz Kalan Kişiyle (Muzdar) Yapılan Alışveriş
Bey’-i muzdar iki şekilde açıklanmıştır: Birincisi, hapis, dövme, öldürme gibi bir şeyle tehdit ederek mal sahibini elindeki malı satmaya zorlamaktır. Böyle bir satış fasittir. Bunun ikinci şekli ise bir kimsenin borcundan, geçim sıkıntısından veya yapmak istediği bir işten dolayı elindeki bir malı piyasa fiyatının daha altında bir fiyata satmaya mecbur kalmasıdır. Her ne kadar böyle bir satış sahih görülse de, ulemanın çoğu tarafından mekruh addedilmiştir. Zira ahlâk ve mürüvvetin gereği, çaresiz durumdaki böyle bir kişinin malını fırsatçılık yaparak düşük fiyatla değil piyasa değeriyle almaktır. Hatta bu durumdaki kimseye borç para verilmesi veya eli genişleyinceye kadar belli bir süreliğine onun malının satın alınması da tavsiye edilmiştir.[1]Hattâbî, Meâlimü’s-sünen, 3/87.
Ebû Davud’da yer alan şu hadis-i şerifte Hz. Ali (radıyallâhu anh) zorda kalmış kimselerle yapılan alışveriş hakkında şunları söylemiştir:
سَيَأْتِي عَلَى النَّاسِ زَمَانٌ عَضُوضٌ يَعَضُّ الْمُوسِرُ عَلَى مَا فِي يَدَيْهِ وَلَمْ يُؤْمَرْ بِذَلِكَ قَالَ اللَّهُ تَعَالَى وَلَا تَنْسَوُا الْفَضْلَ بَيْنَكُمْ وَيُبَايِعُ الْمُضْطَرُّونَ وَقَدْ نَهَى النَّبِيُّ صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ عَنْ بَيْعِ الْمُضْطَرِّ
“İnsanların üzerine öyle şiddetli bir zaman gelecek ki, onunla emrolunmadığı halde zengin sımsıkı elindeki malına yapışacak ve fakire ondan bir şey vermeyecek. Hâlbuki Allah (celle celâluhû), ‘Aranızda iyiliği unutmayınız.’ (Bakara Sûresi, 2/237) buyurmuştur. Zorda kalanlar mallarını satacaklar. Oysaki Nebiyy-i Ekrem (sallallâhu aleyhi ve sellem) zorda kalan kimseyle alışveriş yapmaktan nehyetti…”(Ebû Dâvud, Büyû’ 25).
İlave bilgi için:
Dipnotlar
⇡1 | Hattâbî, Meâlimü’s-sünen, 3/87. |
---|