Kişinin sahip olduğu mal varlığı zekat nisabına ulaştığında ve bunun üzerinden bir yıl geçtiğinde, bu kişinin hemen zekat vermesinin farz olduğu hususunda fakihler görüş birliği içindedirler. Çünkü artık onun malında gerçekleşen zekat borcu kul hakkıdır. Ve tabii ki aynı zamanda Allah hakkıdır. Dolayısıyla özürsüz olarak bu borcun ifasını ertelemek caiz değildir.
Zaten İslam’da hayırlı işlerde acele etmek övülen bir davranıştır. Nitekim Allah Teala Ali İmran suresinde şöyle buyuruyor. “Hayırları işlemede yarış yapınız” (Âl-i İmran, 3/133). Bu ayeti kerimede bütün hayırlı işlerde acele etmek emredildiğine göre, bu durum farz ibadetlerde öncelikle yerine getirilmesi gereken bir durum olacaktır.
Altın, gümüş, para, ticaret malları ve hayvanlarda zekat bir kameri yılın dolmasıyla farz olurken, toprak ürünlerinde zekatın farz olması, tarladan ürünün alınmasına bağlanmıştır. Bunun için eğer tarlandan senede iki kez ürün alınacak olsa, zekatı da iki kez vermek gerekir. Define ve madenler ise bulunduğu anda zekâta tâbi olurlar.