Hikmet.Net
  • Ana Sayfa
  • Kategoriler
  • Akide ve İnanç
  • Ticaret ve Finans
  • Helal Gıda
  • Çocuk Eğitimi
  • Dua UfkuYeni
  • Blog
  • Hakkımızda
  • İrtibat
  • Gizlilik Politikası
Hikmet.Net
Sorunuzu Sorun
  • Ana Sayfa
  • Kategoriler
  • Akide ve İnanç
  • Ticaret ve Finans
  • Helal Gıda
  • Çocuk Eğitimi
  • Dua UfkuYeni
  • Blog
Sorunuzu Sorun
Hikmet.Net
Hikmet.Net
  • Ana Sayfa
  • Kategoriler
  • Akide ve İnanç
  • Ticaret ve Finans
  • Helal Gıda
  • Çocuk Eğitimi
  • Dua UfkuYeni
  • Blog
Sorunuzu Sorun
© Telif Hakkı 2023, Tüm Hakları Saklıdır | hikmet.net
SORU-CEVAPLARTasavvuf

Bazılarına yanlışlıkları gösterildiğinde “Ben değişmem, ben buyum. Benim fıtratım bu” şeklinde mazeretler ileri sürüyorlar. Bu mazeretlerin doğruluk payı var mıdır?

Yazar: Hikmet.Net 4 Ağustos 2015
Yazar Hikmet.Net Tarih: 4 Ağustos 2015Güncelleme: 18 Ağustos 2023
Paylaş: 0FacebookTwitterWhatsappTelegramEmail
1,2K

Öncelikle, “Ben değişmem, ben buyum” diyen kimse hiç değişmez. Çünkü değişmeye niyeti yoktur. “Ben değişmem, ben buyum” sözü bir bakıma doğrudur. İnsanlar hiçbir zaman bütün bütün değişmezler. Çok ciddî presten geçseler bile kendi hususiyetlerini hâlâ üzerlerinde barındırırlar. Yani, üzümün şırası, üzüm şırası olur; kayısınınki kayısı şırası… Arpanınki de boza olur. Hepsi de sıvıdır, hepsinin ekşi, az buruk tatları vardır. Birbirine benzerler; ama yine de kendilerine ait bazı hususiyetleri vardır. İşte bu söz “Herkes kendidir” mânâsına bir bakıma doğrudur. O kastediliyorsa, bu, insanın ruh haletiyle, psikolojik durumuyla alâkalıdır.

Fakat insanlar hiç değişmez de değildir. “Hiç değişmez” derseniz, peygamber gönderilmesinin bir anlamı olmadığını da iddia etmiş olursunuz. Çünkü onlar, potansiyel insanı mükemmel insan seviyesine çıkarmak için gönderilmişlerdir. İnsanın içindeki bir kısım istidatları ateşleme, fitilleme maksadına matuf gönderilmişlerdir. Onlar, insanları terbiyeye tâbi tutarlar. Rehabilite ederler. Böylece sadece dış görünüş itibariyle, zahiren insan görünen fertler, hakiki insan haline gelir. Ama herkes kendi istidadı çerçevesinde kalır; kendi kemâlât arşına ulaşır; daha ötesine gidemez. Herkes bir ölçüde yine eskilerin heyulâ dedikleri kaderî programa -kaderî çerçeve, kaderî kalıp demek daha uygun- göre şekillenir, ona göre kalır, değişmez; ama belli ölçüde işe yarayacak hale gelebilir.

Evet, her fert terbiye ile işe yarayacak hale, cennete ehil keyfiyete gelebilir. Her insan cehennemden kurtulabilecek seviyeye yükselebilir. Herkes, insanlara faydalı olabilecek dereceye çıkabilir. Enbiyanın gönderilmesi buna delalet eder. Allah’ın Kur’ân-ı Kerim’de değişik yerlerdeki emirleri, fermanları onu gösteriyor. İnsan potansiyel olarak ahsen-i takvîm (en güzel suret) üzere yaratılıyor. Fakat â’lâ-yı illiyyîn ile esfel-i sâfilîn arasında mahiyet-i insaniye ibresinin oynaması söz konusu. O, arada bir yerde durabilir. İşte o durma meselesi de, insanda şart-ı âdî mahiyetinde kabul edilen insan iradesine bağlanmıştır.

Meşiet-i Sübhâniye esas olsa bile Matüridî’ce bir mülâhazayla yaklaşıyoruz meseleye; insan iradesine Allah (celle celâluhû) o kadar değer veriyor ki, bu kâinatları var eden o müthiş, o muhteşem, baş döndüren kudret ve iradesini bir yönüyle ona göre hareket ettiriyor. İnsan iradesine değer verme… İster siz ona Üstad’ın Kader Risalesi’ndeki yaklaşımıyla bir meyelân deyin, isterseniz meyelândaki tasarruf deyin (iki tarafı eşit olan iki noktadan bir tanesi hakkında seçiminizi kullanma şeklinde bir tasarruf). Onu o küllî iradesinin tecellîsine ve illet-i tâmme diyebileceğimiz şeyin tezahürüne vesile yapmış. Onunla insan â’lâ-yı illiyyîn-i kemâlâta çıkar. Ahsen-i takvîme hakikî mazhariyetini gösterir. Bu şekilde, potansiyel olarak ahsen-i takvîme mazhar olan insan realite planında da ahsen-i takvîme mazhar olur.

Bu durumda yukarıdaki sözü, onu söyleyen insanın durumuna, karakterine, haline göre değerlendirmek lâzım. Fakat genel mânâda “Ben değişmem, mahiyetim bu, Allah beni böyle yaratmış” diyen insan kendine mazeret arıyor demektir ve bu söz kat’iyen doğru değildir. Ama “Herkes kendi karakterinin gereğini ortaya koyar” şeklinde bir anlayışı seslendiriyorsa, bu doğrudur. Şâh-ı Geylanî de büyüktür, Muhyiddin b. Arabî de. Hasan Şazelî de büyüktür, İbni Beşiş de. Diğer aktâb-ı kirâm efendilerimizin hepsi de çok büyüktür. Fakat herkesin mahiyeti, bir yere kadar o kimseye yol verir. O şahıs da kendi arş-ı kemâlâtına kadar; kendi varış ipini göğüslediğinden daha ilerisinin olmadığını zannederek, “Dahası yok” diyebileceği noktaya kadar yükselir ve öyle der. Ve artık sanır ki, onun yükseldiği noktadan daha ileri giden olmamıştır.

Dava-yı nübüvvetin vârisleri belli ölçüde pâyelerini bilirler; çünkü onlar pek çoğu itibarıyla, mahviyete kilitlendiklerinden dolayı “Benim üstümde daha çok mesafe var” derler. Onlar hakkında ikrâm-ı ilâhî ve ihsân-ı ilâhî, Allah’ın nasip ettiği pek çok lütfu gizli tutması, ikramları ketmetmesi şeklinde tecelli ettiğinden; şu zamanda yaşayan bir arkadaşımızı Şah-ı Geylanî’nin yanına koysalar, Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem) huzurunda aynı rahle-i tedriste oturtsalar, yine o der ki; “Benim önümde çok yol var; ben yolun başındayım.” O hep mebdei (başlangıcı) görür. Allah (celle celâluhû) onu müntehâya (neticede varılan son noktaya) muttalî kılmaz. Hatta bazen öyle bir ıttılâ olsa bile o “Bu galiba benim için bir imtihandır” der. Mesleğimiz itibarıyla böyle olması da gereklidir.

Bu “Hiçbir mazhariyetleri yoktur” demek değildir. Belki mazhariyetlerin aldatmayanı vardır. Hele hususiyle günümüzde pek çok insanın öyle rüyalarla, yakazalarla aldandığı bir dönemde bence en büyük ihsân-ı ilâhî odur: İnsanın kendini sürekli mebdede görmesi. İnsanın kendini yolun başında, başlangıçta görmesi, onda daimî gerilim hasıl eder; tırmanma azmini çoşturur, şahlandırır. Aynı zamanda onu fahirden, kendini beğenmeden, bir şey olma mülâhazasından da uzak tutar. Böylece o, başka şeylere de talib olmaz. Allah (celle celâluhû) onu müşîr (general) yapar; fakat o hiç farkında değildir; kendini nefer olarak görür. Önüne bazen ekstradan çerezler saçılan bir nefer gibi görür. Halis olduğu zamanlar da “Ben bunları istemiyorum” der.

İnsan her zaman ihlasa bağlı olmasa bile, bazen çok hâlisâne zamanlar yakalayabilir. Öyle ki insan, dünyada verilebilecek en büyük pâyelere karşı dahi kapanır ve “Onun rızası dışında hiçbir şey istemiyorum, hiçbir şey…” der. Cennetin kapılarını açsalar, hurileri gösterseler de “İstemiyorum” der. Bunu, bizim gibi mübtedîler bile bazen hissedebilir. Çünkü vicdan bunları hissedebilecek mahiyette yaratılmıştır. Tamamını, her türlü dünyevî renk ve desenin dışında kavrama müntehîlere mahsustur.

Ben halimden memnunum. Mübtedîlik hoşunuza gidiyorsa siz de dilekçe verir orada kalırsınız. Dualarınız birer dilekçe olsun. “Allah’ım! Mebdede, müntehadakilere mahsus hâlisâne amele bizi muvaffak eyle; fakat bahtına düştük, bizleri kalben hep mebdede tut.”


Kaynak: Gurbet Ufukları, “Ben Değişmem, Benin Fıtratım Bu Mazeretleri“

arş-ı kemalatben buyumben değişmemdeğişmekfıtratfıtratım bu
Paylaş: 0 FacebookTwitterWhatsappTelegramEmail
Hikmet.Net

Her Soru Cevaba Layıktır!

Önceki Yazı
Günaha karşı duruş nasıl olmalı?
Sonraki Yazı
Bediüzzaman Hazretlerinin “Edipler edepli olmalı” sözünü nasıl anlamalıyız?

Benzer Yazılar

Belaların en şiddetlisinin Nebilere ve sonra derecesine göre kimselere geldiği ifade ediliyor. Bu...

Katılım bankalarından fon alım satımı caiz mi?

Kanser hastalarının kullanması için saç bağışlamak caiz midir? Kullanan kişinin başını örtmemesi...

Saf balmumu yemek haram mıdır?

Evim Şirketlerinden (Tasarruf Finansman Sistemi) Üzerinden Ev, Araç Almakta Dinen Bir Mahzur...

Hilye-i Şerif nedir? Sünnet kaynaklı mıdır? Tarihimizde önemi nedir?

Bu Hafta En Çok Okunanlar

  • Müzik ve Çalgı Aletleri Üzerine

  • Anne-babası razı olmayan kişinin haccı geçerli midir?

  • Bermuda Şeytan Üçgeni hakkında bilgi verir misiniz?

  • Mest üzerine mesh nasıl yapılır?

  • Üç Ayları Değerlendirme

En Son Eklenenler

  • Belaların en şiddetlisinin Nebilere ve sonra derecesine göre kimselere geldiği ifade ediliyor. Bu durumda “salih bir müslüman olmak” korkutucu olmaz mı?

  • Katılım bankalarından fon alım satımı caiz mi?

  • Kanser hastalarının kullanması için saç bağışlamak caiz midir? Kullanan kişinin başını örtmemesi durumu değiştirir mi?

  • Saf balmumu yemek haram mıdır?

  • Evim Şirketlerinden (Tasarruf Finansman Sistemi) Üzerinden Ev, Araç Almakta Dinen Bir Mahzur Var Mıdır?

E-Bülten

Güncel Soru-Cevaplarımızdan haberdar olmak için Bültenimize Abone Olun!

Editörün Seçimi

Belaların en şiddetlisinin Nebilere ve sonra derecesine göre kimselere...

15 Ekim 2025

Katılım bankalarından fon alım satımı caiz mi?

14 Ekim 2025

Kanser hastalarının kullanması için saç bağışlamak caiz midir?...

13 Ekim 2025

Saf balmumu yemek haram mıdır?

12 Ekim 2025

Evim Şirketlerinden (Tasarruf Finansman Sistemi) Üzerinden Ev, Araç...

3 Ekim 2025

Güncel Soru-Cevaplarımızdan haberdar olmak için Bültenimize Abone Olun!

hikmet_beyaz_logo
Soru Sor
Facebook Twitter Instagram Youtube Telegram

Linkler

    • Bizimle Çalışın
    • Bize Ulaşın
    • Amacımız
    • Yayın Politikası
    • Telif Hakları
    • Gizlilik Politikası

İşbirliğiyle...

Kategoriler

SORU-CEVAPLAR İBADET AKİDE VE İNANÇ KADIN VE AİLE NAMAZ HELAL-HARAMLAR ORUÇ AHLAK ZEKAT- FİTRE- SADAKA TİCARET VE FİNANS DUA UFKU TEMİZLİK HAC- UMRE KURBAN Gündem Yazıları ÇOCUK MUHTELİF AHİRET YİYECEK İÇECEKLER SİYER METAFİZİK KURAN-I KERİM

© Telif Hakkı 2024, Tüm Hakları Saklıdır  | hikmet.net

  • Hakkımızda
  • İrtibat
  • Gizlilik Politikası
Sitemizde, tercihlerinizi ve tekrar ziyaretlerinizi hatırlayarak size en uygun deneyimi sunmak ve sitemizin trafiği analiz etmek için çerezleri ve benzeri teknolojileri kullanıyoruz. Tamam'a veya sitemizde bulunan herhangi bir içeriğe tıklayarak bu ve benzer çerezlerin/teknolojilerin kullanımını kabul etmiş olursunuz.
Gizlilik PolitikasıTamam
Manage consent

Privacy Overview

This website uses cookies to improve your experience while you navigate through the website. Out of these, the cookies that are categorized as necessary are stored on your browser as they are essential for the working of basic functionalities of the website. We also use third-party cookies that help us analyze and understand how you use this website. These cookies will be stored in your browser only with your consent. You also have the option to opt-out of these cookies. But opting out of some of these cookies may affect your browsing experience.
Necessary
Her Zaman Etkin
Necessary cookies are absolutely essential for the website to function properly. These cookies ensure basic functionalities and security features of the website, anonymously.
ÇerezSüreAçıklama
cookielawinfo-checkbox-analytics11 monthsThis cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Analytics".
cookielawinfo-checkbox-functional11 monthsThe cookie is set by GDPR cookie consent to record the user consent for the cookies in the category "Functional".
cookielawinfo-checkbox-necessary11 monthsThis cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookies is used to store the user consent for the cookies in the category "Necessary".
cookielawinfo-checkbox-others11 monthsThis cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Other.
cookielawinfo-checkbox-performance11 monthsThis cookie is set by GDPR Cookie Consent plugin. The cookie is used to store the user consent for the cookies in the category "Performance".
viewed_cookie_policy11 monthsThe cookie is set by the GDPR Cookie Consent plugin and is used to store whether or not user has consented to the use of cookies. It does not store any personal data.
Functional
Functional cookies help to perform certain functionalities like sharing the content of the website on social media platforms, collect feedbacks, and other third-party features.
Performance
Performance cookies are used to understand and analyze the key performance indexes of the website which helps in delivering a better user experience for the visitors.
Analytics
Analytical cookies are used to understand how visitors interact with the website. These cookies help provide information on metrics the number of visitors, bounce rate, traffic source, etc.
Advertisement
Advertisement cookies are used to provide visitors with relevant ads and marketing campaigns. These cookies track visitors across websites and collect information to provide customized ads.
Others
Other uncategorized cookies are those that are being analyzed and have not been classified into a category as yet.
KAYDET & ONAYLA
Hikmet.Net
  • Ana Sayfa
  • Kategoriler
  • Akide ve İnanç
  • Ticaret ve Finans
  • Helal Gıda
  • Çocuk Eğitimi
  • Dua UfkuYeni
  • Blog